Aktüel Kimya

Biz hayatı kimya ile açıklıyoruz. Kimyasız hayatı düşünemiyor, hayatımıza kimya ile anlam katmaya çalıyoruz. Günlük hayatta kimya ile ilgili ip uçlarını bu blogda veriyoruz.
Green Chemistry etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Green Chemistry etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Mayıs 2012 Salı

Yeşil Kimya

Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Örgütü (US EPA)’ya göre yeşil kimya; kimyasalların veya kimyasal proseslerin çevreye olumsuz etkilerini azaltma veya ortadan kaldırma faaliyetleridir [1]. Dolayısıyla yeşil kimya birden çok disiplinin bir araya gelmesiyle mevcut veya olabilecek sorunlara çözüm yolu geliştiren, yeni bir akımdır.
Yeşil kimya; kimyasalların dizaynı, üretimini, kullanımı ve kullanım sonrası ortaya çıkabilecek olumsuzlukları bertaraf eden veya azaltan yeni teknolojilerin geliştirilmesini teşvik etmektedir. Bu konudaki temel başvuru kitabı P.T Anastas ve J.C Warner’ın Yeşil Kimya: Teori ve Uygulama (Green Chemistry-Theory and Practice) kitabıdır. Yeşil kimyanın öngördüğü kimyasalların üretimi ve kullanımı; atık ürünlerin azaltılması, toksik olmayan bileşenlerin kullanımı ve verimliliklerinin arttırılmasını içermektedir. Yeşil kimya; çevre kirliliğinin önlenmesi için oldukça etkili bir yaklaşımdır. P.T Anastas ve J.C Warner’ın kitabında ortaya konan ‘yeşil kimyanın 12 prensibi’ yeşil kimyayı uygulamak için kimyacılara bir yol haritası sunmaktadır. Bu 12 prensip şu şekilde sıralanmıştır:

1-Önleme(Prevention): Bir kirliliği temizlemeye çalışmaktansa; hiç kirletmemek yani kirletme öncesi önlem almak daha doğru bir yaklaşımdır. Bu prensibe ‘Atıkların Önlenmesi’ de diyebiliriz.
2-Atom Ekonomisi (Atom Economy): Sentezlenmek istenilen maddenin atom ağırlığının, o maddenin sentezinde kullanılan reaktiflerin atom ağırlığına oranının % olarak ifadesidir. Bu yüzde oranı atom ekonomisinin bir göstergesidir. Eğer sonuç %100 ise bu reaksiyonun %100 atom ekonomisi ile gerçekleştiği söylenebilir.
3-Zararsız kimyasal sentez (Less Hazardous Chemical Syntheses): Çevre ve insan sağlığı açısından zararlı bir sentez tekniği yerine daha az zararlı başka bir alternatifi tercih edilmelidir. Maliyet bakımında zararlı kimyasal sentez daha avantajlı olsa dahi, kirliliğin temizlenmesi de bir maliyet oluşturacağından ekonomik açıdan da dezavantajlıdır.
4-Güvenli kimyasalların tasarımı (Designing Safer Chemicals): Kullanılan kimyasalların toksik etkisini en aza indirecek tasarımların gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
5-Güvenli çözücüler ve yardımcı kimyasalların kullanımı: Aşırı ve gereksiz çözücü veya ayırıcı yardımcı kimyasalların kullanımından kaçınarak, çevre  ve insan sağlığı açısından daha az zararsız olanlar tercih edilmelidir.
6-Enerjinin verimli kullanımı: Kimyasal proseslerdeki enerji eşitlikleri hem çevre hem de ekonomi açısından en az olacak şekilde düzenlenmelidir. Sentezlerde kullanılacak ortam sıcaklığı ve basıncı mümkünse minimum olacak şekilde ayarlanmalıdır.
7-Yenilenebilir hammadde kullanımı (Use of Renewable Feedstocks): Bir reaksiyonun sentezinde kullanılan ham maddelerin veya reaksiyon sonucu oluşan yan ürünlerin yeniden kullanılabilir olanları tercih edilmesi gerekmektedir. Her türlü ham maddenin; ürün ömrünün tamamlamasından sonra yeniden kullanılabilir özellikte olması gerekir.
8-İlave reaktif gerektiren uygulamaları azaltma, mümkünse kaçınma: Reaksiyonlar tasarlanırken en az basamaklı olacak şekilde tasarlanmalıdır. Çünkü fazla basamaklı reaksiyonlarda kimyasal kullanımı artacağından; reaksiyon basamakları azaltılmalıdır.
9-Kataliz (Catalysis): Katalitik reaktifler( yeteri kadar selektif) stokiyometrik reaktiflerden daha üstündür.
10-Bozunma için tasarım: Kimyasal ürünler zararsız bir şekilde bozunacak şekilde tasarlanmalıdır. Bu gün kullanılan pek çok kimyasal ürün doğada yüzlerce yıl bozunmadan kalmaktadır. Yeşil ürünlerde bu süre daha kısa olmalı ve bozunma ürünler çevre yada insan sağlığına zararsız olmalıdır.
11-Kirliliğin önlenmesi için gerçek zamanlı analiz: Kirliliğin önlenmesi için gerçek zamanlı analitik metotlar kullanabilen; izleme ve kontrol sistemleri kurarak; oluşabilecek kirlenmenin anında tespit edilerek; önlemlerin anında geliştirilmesi gerekmektedir.
12-Kazaları önlemek için güvenli kimya: Patlamalar, yangınlar gibi kimya kazalarının en aza indirilmesi için kimyasal prosesler bu şekilde tasarlanmalıdır [2].

Yeşil kimya kavramı ABD’de 1990 yılında ‘Kirliliği Önleme Yasası’(PPA,PDF) ile birlikte ortaya çıkmıştır. Bu yasanın çıkışıyla birlikte; 1977 yılında EPA (Envorimental Product in America) bünyesinde kurulan OPPT’in ( Office of Pullution Prevention and Toxics) sorumlulukları da genişlemiştir. OPPT tarafından ‘Kirliliği Önleme ve Alternatif Yollar’ başlıklı bir araştırma programı başlatılmıştır. Bu programda, kimyasal maddelerin dizaynı ve sentezinde kirliliği önlemeyi amaçlayan projelere destek verilmiştir. Ofis bu konudaki çalışmalarını bu gün de etkin bir şekilde gerçekleştirmekte olup, yeni gelişmekte olan biyoteknoloji  ve nanoteknoloji gibi bilim dallarını yeşil kimyaya hizmet edecek şekilde desteklemektedir. Ofis bu çalışmaları gerçekleştirmek için iki yol geliştirmiştir:Bunlardan birincisi; mevcut kimyasalların potansiyel risklerini belirlemek ve yeni kimyasalların en az riskle üretilmesini sağlamak, diğeri ise; sürdürülebilir çevre politikalarıdır [3].  1997 yılında yeşil kimya çalışmalarını dünya çapında gerçekleştirmek amacıyla Yeşil Kimya Enstitüsü (GCI-Green Chemistry Institute)kurulmuştur. 2001 Ocak ayında GCI kimya ve çevrenin kesiştiği küresel sorunlara çözüm geliştirmek için Amerikan Kimya Topluluğu (ACS-American Chemical Society) ortaklık kurmuştur [4]. ACS/GCI ortaklığının temel hedefi; politikacıların, iş liderlerinin ve bilimsel toplulukların çıkarlarını birleştirerek; ulusal bir araştırma önceliği olarak yeşil kimyayı oluşturmaktır. Bu gün bir çok üniversitede yeşil kimya araştırma kürsüleri kurulmuştur.

Biz kimyagerler; hayatın her alanı ile ilgili olan kimya sektöründe, etkin olarak çalışmaktayız. Bu nedenle attığımız her adımda bir sonrasını düşünerek; yeşil uygulamalara ağırlık vermeliyiz. Yeşil kimyanın en yoğun çalıştığı alanlardan biri çözücüler ile ilgili olan çalışmalardır. Özellikle organik çözücüler toksik, yanıcı ve uçucudur. Laboratuar ölçekli kullandığımız çözücüler geniş çaplı çevre sorununa yol açmasa da yerel sorunlar olasıdır. Başta kendi sağlığımız tehdit altındadır. Burada yeşil uygulama olarak; çalıştığımız çözeltilerden  ucuz olanı değil, mümkünse en az zararsız olanları tercih etmeliyiz. Bir kimyagerin ar-ge’sini yaptığı ürün yeşil kimyanın tüm prensiplerine uygun olmalıdır. Bu yöndeki sonuç vermiş çalışmalardan biri; doğada yıllarca bozulmadan kalan ve çevre yönünden zararlı plastiklerin yeşil olanın üretilmesidir. İngiliz bilim adamları, gıda paketlemesinde kullanılmak üzere şekerden plastik yapmışlardır. Telegraph gazetesinin haberine göre, Imperial College London'dan bilim adamları, hızlı büyüyen ağaçlar ve çimenlerdeki şekeri, plastik üretmek üzere, polimer olarak bilinen büyük bir moleküle dönüştürmüşlerdir. Dünyada üretilen petrol ve petrol ürünlerinin yüzde 7'si plastik üretiminde kullanılmaktadır. Plastiklerin yüzde 99'u fosil yakıtlarından üretilmektedir. Şekerden plastik üretme yönteminde, geleneksel plastik üretimine göre daha az enerji tüketildiği bildirilmektedir [5]. Bitkisel bazlı plastikler yenilenebilir ve biyolojik olarak da doğada parçalanabildikleri için yeşildirler. Benzer yeşil örnekler atıkların geri dönüşümü ilgili olarak verilebilir: Kağıt geri dönüşümü oldukça zor bir süreçtir. Kağıt üzerindeki yapışkanların, plastiklerin, mürekkepleri organik çözücülerle temizlenmesi gerekmektedir. Bu işlemi daha yeşil gerçekleştirmek için bir laboratuar bir enzim geliştirmiştir. Bu enzim atık kağıtların üzerindeki polivinilasetat gibi polimerleri temizlemektedir. Bu enzim sayesinde polimerler suda çözünen polivinil alkol ve asetik asite çevrilmektedir. Bu maddeler de sudan kolaylıkla ayrıştırılabilmektedir. Bu şekilde kullanılan bir enzim geri dönüşüm fabrikasının üretimini günde %6 daha arttırmakta ve bunu doğaya zarar vermeden gerçekleştirmektedir [6].

Gelecek nesiller için yaşanabilir bir dünya bırakmak için kimyagerler büyük görev ve sorumluk düşmektedir. Yeşil kimyager olgusu oluşturularak, üniversitelerde bu konuda eğitim verilmelidir. Ayrıca kamu oyunu yeşil uygulamalar hakkında bilgilendirerek; gerekli bilinç oluşturulmalıdır. Unutmayalım ki bu dünyada sadece biz yaşamıyoruz!            

Dr.Kimyager Hasan ÖZ
hasanmail@hotmail.com


KAYNAKLAR

[1] Envorimental Product in America webpage, http://www.epa.gov/gcc/pubs/about_gc.html, Erişim tarihi:17.05.2011
[2] Anastas, P.,T., Warner, J., C., Green Chemistry: Theory and Practice, Oxford University Pres, Newyork, 1998, p.30.
[3] Office of Pullution Prevention and Toxics webpage, http://www.epa.gov/oppt/, Erişim tarihi:25.05.2011
[4] Green Chemistry Institute webpage, http://www.epa.gov/gcc/pubs/gcinstitute.html, Erişim tarihi:25.05.2011
[5] Gray, L., Scientists develop new plastic made from sugar that can be composted, The Telgraph Newspaper , 18.02.2010, http://www.telegraph.co.uk/earth/earthnews/7258503/Scientists-develop-new-plastic-made-from-sugar-that-can-be-composted.html, Erişim tarihi: 31.05.2011
[6] 2004 Greener Reaction Conditions Award, Buckman Laboratories International, Inc., Optimyze®: A New Enzyme Technology to Improve Paper Recycling, Web page: http://www.epa.gov/gcc/pubs/pgcc/winners/grca04.html, Erişim tarihi: 31.05.2011

Bu yazımız Kimyagerler Derneği Bülteni 'Kimyager' 9. Sayıda da yayınlanmıştır. Kimyager'de okumak için Tıklayınız.

Devamını Oku »