Aktüel Kimya

Biz hayatı kimya ile açıklıyoruz. Kimyasız hayatı düşünemiyor, hayatımıza kimya ile anlam katmaya çalıyoruz. Günlük hayatta kimya ile ilgili ip uçlarını bu blogda veriyoruz.
Kafein etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kafein etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Enerji İçecekleri




Özellikle büyük şehirlerde yoğun iş temposu ve günlük hayattaki faaliyetlerimiz gereği çok fazla enerjiye ihtiyacımız olabilir. Bu noktada içecek firmaları ‘enerji içecekleri’ni karşımıza alternatif olarak çıkarmaktadır. Enerji içeceklerinin kullanımı 90’lı yıllardan beri özellikle genç tüketiciler arasında giderek artmaktadır. Peki nedir bu enerji içeceklerinin etkileri? Enerji içecekleri; Türk Gıda Kodeksi yönetmeliği, enerji içecekleri tebliğinde (tebliğ no 2006/47) “bileşimindeki yararlanılabilir karbonhidrat içeriği nedeniyle insan vücuduna enerji sağlayan ve ürün özelliklerinde limitleri belirlenen fonksiyonel maddeleri, vitamin ve mineralleri de içerebilen içecekleri ifade eder” şeklinde tanımlanmaktadır [1].

Enerji içeceklerinin içeriği:

Firmalara göre bileşim değişmekle birlikte; enerji içecekleri kafein, gingseng, şeker, vitamin B, carnitine, ginko biloba, taurin, inositol, guarana tohumu, glukoranolakton, creatine içermektedir. En dikkat çekici bileşim kafeindir. Çoğu enerji içeceği fazla miktarda kafein içerir, bu da kısa süreli bir enerji artışına neden olmaktadır. Diğer dikkat çekici içerik şekerler de enerji artışına katkıda bulunurlar. Ancak enerji içeceklerinin sağladığı bu kısa süreli enerji artışları bazı sağlık problemlerine neden olabilmektedir.
Enerji içecekleri tebliğine göre;  enerji içeceklerinin karbonhidratlardan sağlanan enerji değeri 100 ml’de 45 kcal’den az olmamalıdır. Ayrıca ürünlerin kafein miktarı 150 mg/L’den fazla olmamalıdır. Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin bileşimin;
-İnositol                     100 mg/L
-Glukoronolakton      20 mg/L
 -Taurin                  800 mg/L’den fazla olmamalıdır. Alkol miktarı hacmen % 0,05 den fazla olmamalıdır [1].
             
-Kafein: Enerji içeceklerindeki kafein reaksiyon süresini kısaltarak, içeceğin kısa sürede etki göstermesine katkıda bulunmaktadır. Kafein kullanımdan ilk 15 dakika içerisinde etkisini hissettirebilmektedir.  Merkezi sinir sistemini direkt olarak etkilediği için, ortalama 7 saat boyunca; beynin odaklanmasını en üst düzeye taşıma, hafıza performansını iyileştirme, fiziksel performansı iyileştirme, kas onarımı hızlandırma gibi etkiler gösterebilmektedir.


Kafein ve glikozu birlikte içeren enerji içeceklerinin, uzun süreli aktiviteler sonucu oluşan yorgunlukta ve bilişsel performansta iyileşmeye neden olduğu çalışmalar mevcuttur [2, 3].  Günlük alarak alınması gereken kafein miktarı aşılmadıkça, kafeinin sağlık açısından zararı bulunmamasına rağmen, bu doz aşıldığında sinirlilik, gerginlik, uykusuzluk, idrara çıkışta artış, aritmi, karın ağrısı, kemik yoğunluğunda azalma gibi etkiler görülebilmektedir.  Ayrıca kafein etkileri bakımından bazı risk gruplarının  (gebeler, çocuklar, tansiyon ve kalp hastalar v.b) kafein tüketimi konusunda dikkatli olması gerekmektedir. Enerji içeceklerindeki yüksek  kafein ayrıca diüretik etki yaparak; vücuttan aşırı sıvı kaybına neden olmaktadır. Enerji içeceklerindeki kafein miktarı normal sınırlarda olsa da içeriğe eklenen ginseng ve guarana kafeinin etkisini arttırmaktadır [4]. Ayrıca bilinçsiz enerji içeceği tüketimin alınan kafein miktarının günlük alınması gerekenden  daha fazla alınmasına sebep olabilmektedir.

-Ginseng: Pek çok çeşidi olmasına karşılık, yüzyılardır Asya’da hafızayı ve kuvveti geliştirmek için kullanılmıştır. Araştırmaların bir çoğu Asya veya Kore ginsengi olarak bilinen ‘Panax Giseng’ üzerine yoğunlaşmıştır. Giseng Ginsenoside aktif maddesinden oluşmaktadır. Bu aktif bileşenin anti-inflamatuar, anti-oksidant ve anti kanser etkileri bulunmaktadır [5].

Bitki ilaç etkileşimi söz konusu olabilmektedir. Antidiyabetik ilaçlarla birlikte alındığında, hipoglisemi riski bulunmaktadır. Ayrıca diyare, vajinal kanama, şiddetli baş ağrısı, Stevens-Johnson sendromu gibi ciddi yan etkileri de olabilmektedir [4]. Bu nedenle diyabet ilacı kullananlar ile diğer risk grubundaki kişilerin ginsengi tek veya enerji içeceği olarak tüketiminde dikkatli olmaları gerekmektedir.

-Guarana: Güney Amerika kaynaklı ‘Paullinia cupana’ bitkisinin tohumlarından elde edilen uyarıcı özelliği olan bir maddedir. Yüksek oranda kafein, teobromin, teofilin ve tanin içermektedir. 1 gram guarana ekstratı yaklaşık 40-80 mg kafein içermektedir. Fakat guarana içeriğindeki kafein miktarı her zaman,  enerji içeceğinin etiketindeki kafein içeriğine dahil edilmemektedir [6]. Böylece içeceğin içerindeki kafein miktatı normalden daha fazla olmaktadır.

-Taurin: Vücutta protein metabolizması sonucu oluşturulan doğal bir amino asittir.  Methiyonin ve sistinden türetilen sülfür türevi bir aminoasittir.

Vücuttaki nörolojik fonksiyonları ve nörolojik iletişim mekanizmasını kuvvetlendirir. Ayrıca kalp atım ve kas kasılmalarına yardımcı olmaktadır.  Enerji içeceklerinin bileşeni olan ve uyarıcı etkileri olduğu iddia edilen taurinin, yapılan bir çalışmada bu etkisi gösterilememiştir [7].  Enerji içeceklerinde kullanılan taurin doğal taurin olmayıp, sentetik olarak üretilmektedir. Taurinin yüksek doz, uzun süre kullanımının etkileri hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır [4].

- Glukoronolakton: Vücutta doğal olarak glikoz yıkımı sırasında oluşan bir bileşiktir. Ancak enerji içecelerinde sentetik glukoronolakton kullanılmaktadır. Bu içeceklerlerde enerji arttırmaya katkı sağlaması için ilave edilmektedir. Enerji içeceklerindeki üç bileşen; kafein, taurin, glukoronolaktan kombinasyonun sağlığa zararı üzerine yeterli çalışma bulunmamaktadır.

Enerji içeceğindeki üç bileşenin (kafein, taurin, glukoronolakton) mental performans üzerine olumlu etkisi olduğu belirlenmiştir. Bu etkiler, kafeinin purinerjik (adenosinerjik) reseptörler ve taurinin reseptör düzenleyici etkisi ile açıklanmıştır [8].

-İnositol: Vitamin B-8 olarak da adlandırılan inositol, bir B kompleks vitaminidir. Fakat vücutta bağırsaklarda zararsız bakteriler tarafından sentezlendiğinden tam olarak bir vitamin olarak kabul edilmemektedir. En yayfın şekli myo-inositoldur.

İnositol yağ asitleriyle birlikte, hücre membranlarının oluşumu için gerekli fosfolipidlerin şekillenmesini sağlar.  Ayrıca vücutta hücreler arası iletişimde rol oynamaktadır.  Yoğun olarak beyin, kalp ve gözün lens tabakasında bulunmaktadır [9]. Günlük ne kadar tüketilmesi veya aşırı tüketiminin zararları üzerine yeterli veri mevcut değildir. 

Karnitin: Karnitin, genellikle karaciğer ve böbreklerde sentezlenen, lizin ve metiyonin amino asitlerinden oluşan bir dördüncül amonyum katyonudur.

Yağların oksidasyonunda rol oynayan amino asit türevidir. Diyette yeterli miktarda bulunmakta ve vücutta sentez edilmektedir. Uzun zincirli yağ asitlerinin mitokondriyal
zardan transportu için gerekli bir kofaktördür. Vücutta doğal olarak sentezlenebildiği için diyetle ek olarak alınmasına gerek yoktur. Enerji içecekleri reklamlarında “yağ yakmak” ve “dayanma gücünü artırmak” için gereklidir iddiaları yer almasına rağmen; apılan bir çalışmada, sporcuların yorucu bir egzersiz sırasında kas karnitin depolarında önemli bir değişiklik olmadığı bulunmuştur [4] .

Yukarıda enerji içeceklerinin içeriğindeki temel maddeleri ve etkilerini kısaca açıklamaya çalıştık. İncelediğimiz bileşiklerin bir çoğu vücuttak doğal olarak sentezlenebilen ve faydaları olan bileşiklerdir. Ancak enerji içeceklerindeki bu bileşikler sentetik maddeler olup, bir arada bulunduklarında farklı etki mekanizması gösterebilme ihtimalleri bulunmaktadır. Her ne kadar bir arada bulunduklarında sağlığa zararlı olduklarına dair yeterli çalışma olmasa da, enerji içeceklerine bu açıdan bakmak gerekmektedir.

Enerji içeceklerindeki büyük yanılgılardan biri spor esnasında veya spordan sonra kullanımıdır. Enerji içecekleri sporcu içeceği değildir. Zaten Enerji İçecekleri Tebliğine [1] göre; etiketlerinde ‘Sporcu İçeceği Değildir’ ibaresinin yazılması zorunludur. Enerji içeceklerindeki en büyük risk kafein oranıdır. Bu oran her ne kadar yasal limitler dahilinde olsa da; enerji içeceklerini bilinçsizce tüketen gençler için tekhlike oluşturmaktadır. 1 porsiyon içecekle günlük alınması gereken doz alınabilir. Fakat aşırı miktarda enerji içeceği tüketimiyle alınması gerekenden daha fazla kafein alınabilmektedir. Bunun sonucu ekstra sıvı ve elektrolit kaybı meydana gelebilir. Kafeine bağlı dehitratasyon sonucu kalp kası zorlanır ve aritmi ve hatta ölümler meydana gelebilmektedir. 2000 yılında İrlanda’da bir basketçi; maç önceside 4 kutu enerji içetikten sonra, basket oynarken ölmüştür. Fakat ölümün enerji içeceğine bağlı olduğuna dair bir bulguya rastlanamamış, aritmiye bağlı kalp bloğu sonuçu öldüğü açıklanmıştır. Kafeine duyarlı olan; yüksek tansiyon, kalıp rahatsızlığı olan vey gebeler gibi kişilerin enerji içeceklerine dikkatle yaklaşmaşı, doktorlarına danışmaları gerekmektedir. Enerji içeceklerindeki bir diğer risk de yüksek şeker oranıdır. Alınan fazla şeker özellikle gelişme çağındaki gençlerde obeziteye neden olabilmektedir.

Enerji içeceklerinin teklikeli olup olmayacağı tartışılırken; son yıllarda özellikle öğrenciler arasında, enerji içeceklerinin alkolle tüketiminin popüler hale gelmiştir. Yapılan araştırmalarda alkol ve enerji içeceğinin birlikte tüketimi, alkol sarhoşluğunun bazı semptomları ile ilgili bireysel algıları azaltmasına karşın, bazı etkiler üzerine bir değişiklik gözlenmemiştir [10]. Alkol de dehidratasyona neden olmakta, enerji içeceği ile alkol bir arada tüketildiğinde bu etki ikiye katlanmaktadır. Ayrıca aşırı uyarıcı ve depresan yüklemesiyle beyine karmaşık sinyaller gönderilmektedir. Ayrıca kefein alkolün uyku oluşturucu etkisini azaltmakta, daha fazla alkol tüketimine neden olmaktadır. Bu sebeple enerji içecekleri kesinlikle alkolle karıştırılarak tüketilmemelidir. Enerji İçecekleri Tebliğine [1] göre; etiketlerinde ‘Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir’ ibaresinin yazılması zorunludur. Bu uyarı dikkate alınmalıdır.

Uyarılar
Enerji İçecekleri Tebliğine [1] göre; enerki içecekleri alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir. Çocuklar, 18 yaş altı kişiler, yaşlılar, diabetikler, yüksek tansiyonu olanlar, gebe ve emzikli kadınlar, metabolik hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği olanlar ile kafeine hassas kişiler için tavsiye edilmez. Enerji içeceği sporcu içeceği değildir, yoğun fiziksel aktivite sırasında veya sonrasında tüketilmemelidir. Günlük 500 ml’den fazla enerji içeceği  tüketilmesi tavsiye edilmemktedir. Tebliğe göre bu uyarıların etikete de yazılması yasal bir zorunluluktur. Tüketicilerin bu uyarılara uyması, kendi yararlarına olacaktır.

Sonuç
Vücudumuzun enerjiye ihtiyacı olduğu bir gerçek, fakat bu enerji ihtiyacının doğal besinlerden sağlanması son derece önemlidir. Enerji içeceklerinin kısa vadede ve normal dozlarda tüketilmesinin etkisi bulunmamasına rağmen özellikle çocuklarda ve gençlerde uzun süreli aşırı dozlarda tüketilmesi zararlı olabilmektedir. Enerji içecekleri için kutularında yazan uyarılar mutlaka dikkate alınmalı, belirgin rahatsızlığu bulunanlar ile risk grubunda bulunanların doktorlarına danışarak tüketmeleri gerekmektedir. Ayrıca enerji içecekleri alkol veya diğer depresanlarla kesinlikle karıştırılmamalıdır. Enerji içecekleri sporcu içeceği olmadığıdan spor sırasında ve sonrasında tüketilmemeli, bu amaçla sprocu içecekleri kullanılmalıdır.
     
  
Dr.Kimyager Hasan ÖZ
hasanmail@hotmail.com


Kaynaklar

[1] Türk Gıda Kodeksi yönetmeliği, enerji içecekleri tebliği (tebliğ no 2006/47), http://www.alomaliye.com/ekim_06/turk_gida.htm
[2]  Kennedy, D.O., Scholey, A.B.,  A glucose-caffeine “energy drink” ameliorates subjective and performance deficits during prolonged cognitive demand, Appetite, 42, 331, 2004.
[3] Scholey, A.B., Kennedy, D., Cognitive and physiological effects of on “energy drink”: an evaluation of the whole drink and of glucose, caffeine and herbal flavouring fractions. Psychopharmacology, 176, 320, 2004.
[4] Babu, K.M., Church, R., Lewander, W., Energy Drinks: The new eye-opener for adolescents, Clinical Pediatric Emergency Medicine, 9, 35, 2008.
[5] Kiefer D., Pantuso T., Panax Giseng, American Family Physician, 68(8):1539-42, 2003.
[6]  Seifert S.M., Schaechter J.L., Hershorin E.R., Health effects of energy drinks on children, adolescents, and young adults, Pediatrics ,127: 511-528, 2011.
[7] Whirley, B.K., Einat, H., Taurine trials in animal models offer no support for anxiolytic, antidepressant or stimulant effects, Israel Journal of Psychiatry Related Sciences, 45 (1), 8, 2008.
[8]  Seidl, R., Peyrl, A., Nicham, R., Hausre, E.,  A taurine and caffeine-containing drink stimulates congnitive performance and well-being. Amino Acids, 19 (3-4), 635, 2000.
[9] Inositol, Finnish Food Safety Authority Evira ( Finlandiya Gıda Güvenliği Otoritesi Evira),http://www.evira.fi/portal/en/food/information_on_food/food_categories/energy_drinks/vitamins_and_other_substances_added_in_energy_drinks/inositol 
[10]  Ferreira, S.E., Mello, M., Pompeia, S., Effects of energy drink ingestion on alcohol intoxication. Alcoholism, clinical and experimental research, 30 (4), 598, 2006.

Devamını Oku »

31 Mayıs 2012 Perşembe

Kafein


Tein, matein ve guaranin olarak da bilinen ve bir alkaloid olan kafein; doğal olarak kahvede, çayda, yerba matede, guaranada ve az miktarda kakao içinde bulunur. Kafein, purin sınıfı alkoloidler grubunun en önemli üyesi olup, çayda ve kahvede yüksek oranda, kakao ve kolada ise daha düşük oranlarda bulunur. Saf ve katı halde beyaz toz veya parlak görünümlü iğneler şeklindedir. Suda yüksek oranda çözünür (50 g kafein / 100 g su). Sudan kristallendirilerek eldesinde 1 molekül kristal suyu ile, çözücüden kristallendirildiğinde ise susuz olarak elde edilir. Monohidrat formundaki kafein 100oC’de anhidrat formuna kolaylıkla dönüştürülebilir. Anhidrat kafein 235 oC’de erir. Kokusuz ve kötü bir tadı olan kafein, atmosferik basınçta 176 oC’de bozunmaksızın süblime olur [1]. İlk olarak;  Alman kimyager Friedich Ferdinand Runge tarafından 1819'da bulunmuştur. Aynı zamanda kafein ismini kimya literatürüne geçirmiştir. İçeceklerde ve biyolojik sıvılardaki kafein miktarı; UV spektrofotometre, sıvı-kromotografisi, ince tabaka kromotografisi, gaz kromotografisi ve kütle spektrometresi teknikleri ile saptanabilmektedir.

Kafein, merkezi sinir sistemine etki ederek, beyne giden ve beyinden gelen mesajları hızlandırır ve uyarıcı etkisi yapar [2]. Kafein zihni uyanık tutar. Uyku hormonu olarak bilinen melatonine etki eder ve uykusuzluk meydana getirir. Ancak her insanda aynı etkiyi göstermez [3]. Ancak yine de vücuttan atılımı 5-6 saat olduğu göz önüne alınarak; uyku problemi olanların kafein içerikli yiyecek ve içecekleri tüketirken dikkatli olmalarında yarar vardır. Kafein sporcularda yağ mobilizasyonunu arttırak, kas glikojen depolarının korunmasını sağlayıp, dayanıklılığa katkı sağlar. Potansiyel ergojenik etkisinden dolayı Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA) tarafından doping maddesi olarak kabul edilmiş ve yasaklanmıştır [4]. Ancak kafeinin vereceği enerji miktarı çok düşüktür. Ancak başka uyarıcılarla birlikte kullanıldığında onların etkinliğini arttırabilir. Belirgin rahatsızlığı bulunanların kafein içerikli ürünlerden uzak durması tavsiye edilmektedir. Kafeinin yüksek tansiyona sebep olduğuna dair bir veri yok fakat bir kaç saatliğine tansiyonu yükseltebilir. Ayrıca çarpıntı, hızlı ve düzensiz kalp atışlarına da sebep olabilir. Ancak 100’den fazla çalışma kafeinin kan basıncı, kardiyak aritmi ya da koroner kalp hastalığı ile ilişkisini incelemiş ve büyük kısmı orta düzey kahve tüketiminin kardiyovasküler kalp hastalığı riskini yükseltmediği sonucuna varmıştır. Ancak yine de yüksek tansiyon, aritmi ve kalp rahatsızlığı olanların kafein içerikli ürünlere temkinli yaklaşması gerekmektedir. Yüksek kan basıncı olan bireyler kafein tüketimi ile ilgili doktora başvurmalıdırlar.

Aşırı kafein kullanımı (günlük 250 mg’dan fazla) kafeinizm diye isimlendirilen bir rahatsızlığa sebep olabilmektedir. Kafeizim kafein bağımlılığı ile birlikte görülen  sinirlilik, huzursuzluk, uykusuzluk, baş ağrısı, kalp çarpıntısı gibi belirtilerin ortaya çıkmasına sebep olur [5].

Kafeinin bazı kanser türlerine karşı koruyucu etkisi olduğu söylense (Kafein alımının meme kanseri riskini etkilediği öne sürülmüştür. Kafeinin etkisinin hormonal değişikliklerle dolaylı olarak ilgili olduğu düşünülmüştür)  de bu bilgiyi destekleyici çalışmalar mevcut değildir. Kahve tüketimi pankreas kanseri için muhtemel bir risk faktörü olarak görülmektedir. Ancak son yapılan araştırmalar sonucunda pankreas kanseri riskiyle kahve tüketimi arasında hiçbir pozitif ilişki bulunamamıştır. L. Arap’a göre; kafein ile  meme, pankreas, böbrek, rahim, prostat, mide kanseri arasında herhangi bir ilişki yoktur. Ancak özellikle erkeklerde mesane kanseri ile aşırı kafein tüketimi arasında bir ilişki olduğu söylenmektedir [6].

Kafeinin, idrarla kalsiyum, magnezyum, potasyum ve sodyum gibi minerallerin atımını attırmaktadır. Fazla miktarda kafein alımının kalsiyum ve demir emilimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle kafein osteoporoz oluşumunda primer bir risk faktörü olarak kabul edilmiştir.

Tablo’da bazı kahve ve çay çeşitlerinde bulunan kafein miktarları verilmiştir. Bu miktarlar kullanılan ürünlere göre farklılık göstermesine rağmen kabul edilen standart miktarlar ilgili kaynaklarda bu şekilde verilmiştir.

Kahve Çeşidi
Kafein miktarı
Saf Demleme Kahve(240 ml)
95-200 mg
Hazır Kahve (240 ml)
27-173 mg
Espresso (30 ml)
40-75 mg
Kafeinsiz demleme ( 240 ml)
2-12 mg
Kafeinsiz hazır kahve (240 ml)
2-12 mg
Kaynak: Journal of Food Science, 2010; Pediatrics, 2011; USDA National Nutrient Database for Standard Reference, Release 23, 2010; Journal of Analytical Toxicology, 2006.
Çay Çeşidi
Kafein Miktarı.
Siyah Çay (240 ml)
14-61 mg
Yeşil Çay (240 ml)
24-40 mg
Kafeinsiz Siyah Çay  (240 ml)
0-12 mg
Kaynak: Journal of Food Science, 2010; Pediatrics, 2011; Journal of Analytical Toxicology, 2008; USDA National Nutrient Database for Standard Reference, Release 23, 2010; Journal of Analytical Toxicology, 2006.
Tablo: Bazı kahve ve çay çeşitlerindeki kafein miktarları.

Kahve veya diğer içeceklerle vücuda alınan kafein yaklaşık 45 dakika sonra ince bağırsaklardan emilir, daha sonra vücudun tüm dokularına dağılır. Alımından yakalışık 1 saat sonra kandaki konsantrasyonu en yüksek seviyeye ulaşır. Kafein karacigerde metabolize edilir [7]. Karaciğerde çeşitli enzimler vasıtasıyla Paraxanthine (%84), teobromin (%12) ve teofilin(% 4) metabolitlerine dönüştürülür.  Paraxanthine (1,7-dimethylxanthine); merkezi sinir sistemini (MSS) uyarır. Kafeinin lipolitik (yağ yakıcı) etkisi bu metabolitten kaynaklanır; kandaki serbert yağ asitlerinin konsantrasyonunu arttırır [8]. Teobromin (3,7-dimetil-1 H -purin-2 ,6-dio) kan damarlarını genişletir ve idrar miktarını arttırır. Damarları genişletici etkisinden dolayı yüksek tansiyon tedavisinde kullanılmıştır [9] . Teofilin (1,3-dimetil-7H-purin-2 ,6-dion ) ise düz kasları ve bronşları rahatlatır. Bu nedenle astım tedavinde bu metabolitten faydalanılmaktadır. Teofilin kalp hızının, kan basıncının ve böbrek kan akımın arttırır. Ayrıca merkezi sinir sistemi üzerine uyarıcı etkisi vardır [10]. Kafein metabolitleri yarılanma süresi sonrasında idrar yolu ile vücuttan atılmaktadır.

Endüstriyel olarak pazarlama faaliyetleri sonucu kafeinsiz kahve veya çay üretimi gerçekleştirilmektedir. Kafeinsiz kahve eldesinde süperkritik karbondioksit ile ektraksiyon yöntemi dikkat çekicidir. Süperkritik CO2; kafein için polar olmayan ve organik çözülerden daha güvenli çözücüdür. Kahve çekirdeklerine; yaklaşık 31,1 °C sıcaklıkta ve 73 atm basıçta CO2 uygulanır. Bu şartlarda CO2 süperkritik özelliğer sahip olur, gaza benzer ve kahve çekirdeklerinin içine nüfus eder. Bu karışımın üzerine yüksek basıçta su püskürtülmesiyle birlikte kafein ayrılır. Ayrılan kafein distilayon, rekristalizasyon yada ters osmoz kullanılarak saflaştırılır. Bu teknik yada su ile ekstrasyon veya tehlikesiz organik çözücülerle ekstrasyon ile elde edilen kafein ticari olarak başka içeceklerin hazırlanmasında kullanılabilmektedir. Ancak dışarıdan kafein ilave edilen içeceklerde bu şekilde hazırlanan doğal kafein yerine sentetik yollarla elde edilen kafein kullanılmaktadır. Ayırıca çay yan ürünlerinden de ekstrasksiyon ile kafein eldesi mümkündür.

Sonuç olarak, yayınlanmış binlerce bilimsel çalışma normal düzey kahve tüketiminin sağlık üzerine olumsuz etkisi olmadığını göstermektedir. Kahvenin içerdiği antioksidanlar ve kafein nedeniyle sağlık üzerine olumlu etkisi olabileceğini söyleyen yayınlar da mevcuttur. Ancak  kafeini yanlıza kahveden değil, çay, kakoa gibi diğer besin maddeleri ile hazır içeceklerden de alabileceğimizi unutmamalıyız. 

Dr.Kimyager Hasan ÖZ
hasanmail@hotmail.com

Kaynaklar

[2] Nehling, A., Daval, J.L., Debry, G., Caffeine and the central nervous system: mechanisms of action, biochemical, metabolic and psychostimulant effects, Brain Res Brain Res Rev., 17(2):139-70, 1992.
[3] Snel J, Lorist MM., Effects of caffeine on sleep and cognition,  Prog. Brain Res., Progress in Brain Research 190: 105–17, 2011.
[4] Bishop, D., Dietary supplements and team-sport performance, Sports Med 40 (12): 995–1017, 2010.
[5] Smith BD, Gupta U, Gupta BS. Caffeine and activation theory: effects on health and behavior CRC Press,  331–34.
[6] Arab L., Epidemiologic evidence on coffee and cancer, Nutrition and cancer 62 (3): 271–83, 2010.
[7] Liguori A, Hughes JR, Grass JA., Absorption and subjective effects of caffeine from coffee, cola and capsules,  Pharmacol. Biochem., Behav. 58 (3): 721–6, 1997.
[8] Lelo, A.,  Birkett, D. J., Robson, R. A., and  Miners, J. O., Comparative pharmacokinetics of caffeine and its primary demethylated metabolites paraxanthine, theobromine and theophylline in man, Br J Clin Pharmacol, 22(2): 177–182, 1986.
[9] Theobromine Chemistry, Theobromine Is Chocolate's Caffeine Relative, About.com,  http://chemistry.about.com/od/factsstructures/a/theobromine-chemistry.htm
[10] Theophylline, From Wikipedia the free encyclopedia,

Bu yazımız LabMedya Gazetesi 14.Sayısında da yayınlanmıştır. LabMedya'da okumak için TIKLAYINIZ.

Devamını Oku »