Aktüel Kimya

Biz hayatı kimya ile açıklıyoruz. Kimyasız hayatı düşünemiyor, hayatımıza kimya ile anlam katmaya çalıyoruz. Günlük hayatta kimya ile ilgili ip uçlarını bu blogda veriyoruz.
PCB etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
PCB etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Haziran 2012 Salı

Dioksin ve Türevlerindeki Tehlike


Poliklorludibenzo-para-dioksinler (PCDD), poliklorludibenzofuranlar (PCDF) ve poliklorlubifeniller (PCB) dioksin ve dioksin benzeri maddeler olarak adlandırılmaktadırlar. Dioksinler, hidrofobik özeliğe sahip, yıkımları zor ve doğada kararlı durumda bulunabilen çevresel kirleticilerdir [1]. Dioksinlerin çok sayıda çeşidi olmasına ve her birinin toksik etkisi olmasına rağmen en zehirli olanı 2,3,7,8-tetraklorodibenzo-p-dioksin (TCDD)’dir [2].

Dioksinler doğal olarak bulunan bileşikler değildir. Çeşitli endüstriyel faaliyetler sırasında oluşur, çevreye zararlı olduğu kadar insan sağlığına da zararlıdır. Dioksinler klor veya brom içeren endüstriyel üretim esnasında veye klor varlığında organik bir maddenin yanması sonucu oluşurlar [3]. Endüstriyel işlerlerden yanma ve yakma işlemleri, metal işleme ve eritme işlemleri, kimyasal üretim ve işleme işlemleri sırasında dioksinler oluşmaktadır. Katı atık, hastane atıkları, tehlikeli atıkların yakılması, açık yanma ve çimentodan tuğla yapımı sırasında dioksinler oluşabilmektedir. Metal işleme ve eritme işlemleri, örneğin demir, kurşun, çinko, bakır, mağnezyum ve titanyum eritilmesi ve işlemesi, çelik üretimi sırasında dioksinler oluşabilir. Kağıt hamurunun beyazlatılması sırasında klor ve klorlu bileşikler kulanılmaktadır. Kağıt hamurunun pişirilmesi sırasında bu klorlu bileşikler dioksinlere dönüşmektedir. PVC, klorobenzen, halojenlenmiş difenil eterleri, boya ve pigmentler gibi klorlu bileşikler ile klorun kimyasal üretimi sırasında dioksinler oluşabilmektedir [4].  Dioksinler; hava yoluyla taşınarak su, toprak ve bitkilerde katı ya da gaz fazında depolanmakta, özellikle hayvansal dokularda ve toprakta daha yoğun bir şekilde birikmektedirler [1]. Dioksin çoğunlukla insan vücuduna gıdalarla et, süt ve balık ürünlerinin tüketimiyle alınmaktadır. 2011 yılında Almanya’da meydana gelen vakada; hayvan yemlerinde dioksin kalıntısına rastlanmış, bu yemleri kullanan çiftliklerin yumurtaları toplatılmıştı.  Federal Tüketiciyi Koruma Bakanlığı sözcüsü tavuk, hindi ve domuz çitfliklerinde kullanılan yeme, sanayide kullanılan bir yan ürünün karışmasının, et ve yumurtada dioksin oranının yükselmesine neden olduğunu saptadıklarını açıklamıştı [5]. Balık ürünlerindeki dioksin kaynağının dioksinlerle kontamine olmuş, atık sular olduğu düşünülmektedir. Bitkiler pestisler, havadaki dioksin kaynakları ve toprağa bulaşmış vasıtasyıla dioksinlerle kontamine olmaktadır. Dioksinler bitkide yaprağı saran mumsu tabakada birikmekte ve su ile yıkamayla uzaklaştırılamamaktadır.

Ülkemizde gıda kaynaklı dioksinlerin limitleri ‘Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği’ ile belirlenmiştir. Yönetmeliğin eklerinde et ve et ürünleri, balık ürünleri, tavuk yumurtası ve yumurta ürünleri, hayvanlardan elde edilen katı yağlar, bitkisel kaynaklı sıvı ve katı yağlar ile bebek ve çocuk ek gıdalarında bulunması gereken maksimum dioksin miktarları verilmiştir [6].

Dioksinler insan ve vücudundan kolaylıkla atılamamaktadır. Bu bileşikler hidrofobik karekterde oldukları için suda çözünmezler. Yağda kolaylıkla çözündükleri için vücudun tüm doku ve hücrelerine dağılabilirler. Yağ oranı yüksek olan kişilerden daha fazla dioksin birikmektedir. Biyolojik yarılanma süreleri yaklaşık birkaç yıldır. TCDD için bu süre yaklaşık 7-8 yıl, PCDF’ler için 1,4-13 yıldır [7]. Dioksinler, insan vücudunda, başlıca karaciğerde metabolize edilerek, suda çözünen metabolitlere çevrildikten sonra idrarla atılırlar.

Amerika Çevre Koruma Ajansı (US EPA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından dioksinler kanser yapıcı kimyasal maddeler grubuna dahil edilmektedir. Amerika Çevre Koruma Ajansı (US EPA) tarafından, hayvanlarda yapılan deneysel çalışmalar sonucunda, insanlarda zararlı olabilecek en düşük vücut dioksin yükü, 14 ng/kg olarak belirlenmiştir. Dioksin alımı, belirtilen düzeylerden ne kadar yüksekse, kanser riski de o kadar fazladır [8]. İnsanlarda dioksine bağlı görülen anamoliler, vücutta biriken miktar toksik doza ulaştığında meydana gelmektedir. Eğer toksik doza ulaşamadan vücuttan atılımı söz konusu ise herhangi bir rahatsızlıklık gözlenmemektedir. Herhangi bir yolla vücuda alınan dioksinler kan dolaşımına geçerek; burada kısa süre kalırlar, burada kan proteinlerine bağlanarak; yağ doku ve karaciğere taşınıp birikim yaparlar. Dioksinler DNA mutasyonuna sebep olan aril hidrokarbon reseptörleri aktive ederek; kansere sebep olurlar [7].  Dioksinlerin sebep olduğu başlıca kanser türleri; sindirim, karaciğer ve göğüs kanserleridir. Anne kanında bulunan dioksinin fetüse veya plesantaya geçmesi sonucu; gelişme bozuklukları, lenfoid ve gonadal atrofi, kloroakne, hepatotoksisite, damak yarığı, kusurlu böbrek oluşumu gibi doğuma ait bozukluklar meydana gelebilmektedir.  Ayrıca anne sütünde dioksin bulunması halinde bu toksik madde çocuğa aktarılmakta ve çocuklarda gelişim bozukluğu gözlenebilmektedir. Ayrıca dioksinlere bağlı immunotoksisite, nörotoksisite ve kardiyotoksisite, mide bulantısı, solunum güçlüğü, üreme bozuklukları, yüksek tansiyon, deride akne tarzı lezyonlar ve astım meydana gelebilmektedir. [1,9]. Yüksek dozdaki dioksinler zehirleyici etkiye sahiptir. Örneğin; Ukrayna'da, 2004'teki seçimlerde en güçlü aday olan Viktor Yuşçenko dioksin ile zehirlenmişti. Birkaç hafta içinde, yüzünde akne formunda lezyonlar gelişmiş ve derisi grimsi hale dönmüştü. Yuşçenkonun vücudunda; insan vücudunda olması gerekenden 50 bin defa daha fazla dioksin bulunmuştu. TCDD türü bir dioksin kullanılmıştı. TCDD en zehileyici dioksin türü olarak bilinen bu madde Vietnam Savaşı sırasında sivillere karşı kullanılmıştı. Ayrıca 1976 yılında SEVESO’daki kaza ardından bölgedeki bir çok insan ve çocukların yüzlerinde klora bağlı akne oluşmuştu [10].

Dioksinlerin analizinde genellikle kromatografik teknikler kullanılmaktadır. Ancak numune hazırlama işlemi bir dizi ekstraksiyon basamağıyla gerçekleştirilmektedir. Kromatografik yöntemlerde, yeterli sayıda referans standartları kullanıldığında, genellikle interferans sorunu ile karşılaşılmamaktadır. Dioksin analizinde kullanılan GC veya GC-MS en çok kullanılan kromatografik tekniklerdir.

Sonuç

Klorun karıştığı çok sayıda karmaşık reaksiyonlardan dioksin oluşur. Dioksinler çevrede uzun süre kararlı olarak kalabilirler. Bitkisel, hayvansal kaynaklarla, hava ve su yoluyla insana geçerek, vücutta birikim yapabilir. Toksik doza ulaştığında başta kanser olmak üzer çeşitli anamolilere sebep olmaktadır. Dioksinlerden kendimizi korumak için kendimizce almamız gerek önlemleri şu şekilde sıralayabiliriz:
-Klor içeren pestisit ve herbisitlerin kullanımından kaçınmak,
- Sebze ve meyvelerdeki klorlu pestisit kalıntılarının uzaklaştırılması bol suyla yıkanması,
-PCV içeren kişisel ürün ve oyuncaklardan uzak durulmak,
-Sigaranın kağıt rulosunda bulunabilecek dioksin riskine karşılık sigara kullanmamak,
- Bir klorofenol türevi olan triklosan bileşiği yapı olarak dioksinler çok benzemektedir ve dioksonlara dönüşebilmektedir. Triklosan deodorant, diş macunu, traş kremlerinde, antibakteriyel sabunları ve bulaşık deterjanlarında  kullanılmaktadır. Triklosan (Triclosan, 5-chloro-2-(2,4-dichlorophenoxy)phenol ) içerek ürünlerden uzak durmak,
-Klorlu bileşik içeren ürünlere temkinli yaklaşmak,
-Plastik her türlü kap belli derecede ısıya mağruz kaldığında dioksin açığa çıkabilceğinden plastik kaplarda gıdaları fırın veya mikrodalga ısıtmamak, sıcak gıdaları plastik kaplara koymamak.

Dr.Kimyager Hasan Öz
hasanmail@hotmail.com


Kaynaklar

[1] O. Çiftçi, Elazığ ve çevresinde tüketilen tereyağlarında dioksin ve benzeri bileşik düzeylerinin araştırılması, Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimler Dergisi, 22(5):289-292, 2008.
[2] M. Van den Berg, L.S. Birnbaum, M. Denison, M. De Vito, W. Farland, M. Feeley, H. Fiedler, H. Hakansson, A. Hanberg, L. Haws, M. Rose, S. Safe, D. Schrenk, C. Tohyama, A. Tritscher, J. Tuomisto, M. Tysklind, N. Walker, R.E. Peterson, The 2005 World Health Organization reevaluation of human and mammalian toxic equivalency factors for dioxins and dioxin-like compounds, Toxicol. Sci. 93 (2006) 223–241.
[3] RN. Hoover.  Dioxin dilemmas,  J Natl Cancer Inst., 91:745-746, 1999.
[4] G. Bröker, P. Bruckmann, H. Gliwa, Study of dioxin sources in North Rhine-Westphalia, Chemosphere, 38 (8): 1913-24, 1999.
[5] Tavuk Yeminde Kanserojen Madde, http://www.ntvmsnbc.com/id/25167591/
[6] Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği, 29.12.2011 tarih ve 28157 sayılı Resmi Gazete, http://www.gkgm.gov.tr/mevzuat/kodeks/kodeks_yonetmelik/bulasanlar_yonetmelik.html.
[7] J. Tuomisto, T. Vartiainen and  J.T. Tuomisto, Synopsis on Dioxins and PCBs, National Institute for Health and Welfare,
[8] P. Boffetta, K.A. Mundt, H.O. Adami, P . Cole, J.S. Mandel, TCDD and cancer: a critical review of epidemiologic studies, Crit.Rev.Toxicol., 41(7): 622-36, 2011.
[9] F. Şahbaz, J. Acar,. Dioksin ve Dioksinin Gıdalara Bulaşma Olasılıkları, Gıda, 18 (4) 243-245, 1993.
[10] Dioksin Danger; Are the dioxins the most dangerous chemical in our environment?

Devamını Oku »