Aktüel Kimya

Biz hayatı kimya ile açıklıyoruz. Kimyasız hayatı düşünemiyor, hayatımıza kimya ile anlam katmaya çalıyoruz. Günlük hayatta kimya ile ilgili ip uçlarını bu blogda veriyoruz.

3 Haziran 2024 Pazartesi

Toksik Kimyasallardan Uzak Durma İpuçları-1


Günümüzde artan dünya nüfusuna yetecek kadar doğal kaynak bulunmamaktadır. Fakat talep hızla artarken arzın da paralel olarak artması kaçınılmazdır. Doğal kaynakların sınırlı olması arzın artmasının önündeki en büyük engeldir. Bu iktisadi gerçekler yeni arayış ve yönelimlere sebep olmaktadır. Noktada kimyasallar devreye girmektedir. Dolayısıyla kimyasallar hayatımızın her noktasına girmiş durumdadır. Kimyasalların bu istilasının insan sağlığı üzerindeki etkileri üzerine pek çok araştırma yapılmış, makale yazılmıştır. Tehlikesi kesin olarak ispatlanmış kimyasalların yanında; tehlikesi şüpheli olan pek çok kimyasal da vardır. Konuya temkinli yaklaşan bazı bilim insanları; çalışmaların insanların hayatı boyunca maruz kalamayacağı dozlarla yapıldığını, bu kimyasalın tehlikeli olsa bile insan sağlığını doğrudan etkileyemeyeceğini tezini savunmaktadırlar. Kimyasallar tehlikeli olsun veya olmasın; günümüzde kanser vakalarının, ölü doğumların, gebelik anamolilerini, kısırlığın, v.b. artmış olduğu yadsınmaz bir gerçektir. Bu vakalardaki artma insanları atalarının yaşam tarzını incelemeye sevk etmektedir. Bu incelemeden dedelerimiz, bekli de onların dedeleri her şeyin doğalını kullandıkları için uzun ve sağlıklı yaşamaktadır, sonucunu çıkartmaktayız. Günümüzde %100 doğal yaşamak imkansız, fakat kimyasal istilasını en aza indirmek mümkün. Bunun için sadece biraz dikkatli olmamız yeterli. Bizler de bu dikkate başlangıç olması adına basit ip uçlarından oluşan bir yazı dizisi hazırladık. Faydalı olması dileğiyle…

Gıda:
-Mümkünse organik ürünler tercihiniz olsun: Pestisit kalıntısını önlemek adına mümkün olduğunca ürünlerin organik olanını tercih edin. Giderek yaygılaşan organik ürünler terciniz olsun. Özellikle kendi ürünlerini satan köylü pazarlarını tercih edin. Meyve sebze dışındaki ürünleri için de organik tercih ediyorsanız mutlaka  ‘organik ürün’ logosunu arayın.

-Sağlıklı et: Et ve et ürünlerinde antibiyotik ve hormon kullanımı sonrasında bu ürünlerin hayvan bünyesinden tamamen uzaklaşmadan yapılan kesim risk oluşturmaktadır. Bu ürünler yenilen et ve et ürünleriyle insana geçmektedir. Bunun dışında kesim ve satışa hazırlık aşamasında hijyene dikkat edilmesi son derece önemlidir. Bu nedenle bu tür ürünleri güvendiğiniz yerlerden, ürünlerinin analiz sertifikası olan yerlerden almaya özen gösteriniz.

-Sağlıklı, temiz su için: Temiz su kaynaklarının giderek azaldığı günümüzde, sağlıklı ve temiz su konusunda oldukça titiz davranmalıyız. Bir çok bulaşıcı hastalığın ve toksik kimyasalın su ile bünyemize girebileceği unutulmadan; bu konuda gerekli hassasiyet gösterilmelidir. Bulunduğunuz bölgedeki şebeke suyunun analiz sonuçlarını internetten araştırın (belediyeler genelde sitelerinde yayınlamaktadır). Eğer limitler dahilinde bile olsa; limitlere yakın bulunan kirleticiler varsa bunlara yönelik arıtma sistemleri edinin. Özellikle arsenik ve kurşun içeren suları kullanmayın.

-Konserve gıdaları tercih ederken düşünün: Konserve kutuları bisfenol-A (BPA) içerebilmektedir. Ayrıca bu ürünlerde koruyucu kimyasallar kullanılabilmektedir. Zorunlu kalırsanız hiç olmazsa cam kavanozlardaki ürünleri tercih ediniz.

-Mikrodalga fırın kullanırken dikkat edin: Dondurulmuş gıdaları mikrodalgada orijinal ambalajlarında ısıtmayın. Dondurulmuş gıdaların ambalajlarında perflorooktanoik asit (PFOA) kullanılabilmektedir. Özellikle popcorn, şekerleme ve pizza kutularında bu madde yer alabilmektedir. Bu maddenin kanserojenik olduğu ve endokrin sistem üzerine etkileri olduğu bilinmektedir. Benzer şekilde mikrodalgada ısıtma yaptığınız diğer kaplarda da mikrodalga etkisi ile kimyasal geçirgenliğin artma ihtimali olduğundan bu tür ısıtmaları cam gibi inert kaplarla yapınız. Kesinlikle plastik kapları mikrodalga da ısıtmayınız.


Dr.Kimyager Hasan ÖZ
hasanmail@hotmail.com


Toksik Kimyasallardan Uzak Durma İpuçları-2 Yazımızı Okumak İçin TIKLAYINIZ
Toksik Kimyasallardan Uzak Durma İpuçları-3 yazısını okumak için Tıklayınız
Toksik Kimyasallardan Uzak Durma İpuçları-4 Yazımızı Okumak İçin TIKLAYINIZ

Devamını Oku »

Bitkisel Ürünlerde Kalite Sorunları


Son yıllarda dünyada bitkisel ürünlerin kullanımında büyük bir eğilim ve artış olmuştur.  Alternatif tıp ya da tamamlayıcı tıp olarak adlandırılan bu uygulamalar bitkisel tıbbi ürünler pazarının oluşmasını sağlamıştır. 2015 yılına kadar global bitkisel ilaç pazarının 93 milyar dolar, 2017 yılına kadar 107 milyar dolara ulaşması beklenmektedir[1, 2].  Bitkisel ürünler daha çok kilo kontrolü, kardiyovasküler sağlık, hastalıkları önleme ve genel sağlık durumunu koruma, kemik ve eklem sağlığı, immün sistemi korumak ve güçlendirmek, ruh sağlığı, osteoporoz, sindirim sistemi, göz sağlığı ve diyabet gibi sağlık sorunlarında tercih edilmektedir[3] .

Bitkisel ürünlerin ‘doğal’ ve ‘güvenli’ olarak algılanması, bitkisel ilaç pazarının büyümesine katkıda bulunmasına rağmen toplum sağlığını tehlikeye atacak önemli sorunlara neden olabilmektedir. Bu sorunların başında bu ürünlerin ciddi bilimsel araştırmalardan geçtiği ve gerekli resmi makamlarca incelenerek; onaylandığı görüşü gelmektedir. Oysa ülkemizde bitkisel ilaçların bir kısmı ‘gıda takviyesi’ adı altında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan üretim ve satış izini alınarak piyasaya sunulmaktadır. Geleneksel tıbbi bitkisel ilaçlar da Sağlık Bakanlığı’nın denetimindedir. Fakat bu iki ürün grubu arasındaki fark net olmadığı için uygulama birliği sağlanamamıştır. Özellikle ‘gıda takviyesi’ adı altında satışa sunulan ürünlerde güvenlik, etkililik ve kalite sorunları yaşanabilmektedir. Gıda takviyesi olarak sunulan ürünlerin izni beyana göre verilmekte, herhangi bir analiz istenmemektedir. Bu durum ürünlerde etiket bilgileri dışında içeriğin ürün içerisine katılmasına neden olabilmektedir. Yapılan kontrollerde bazı gıda takviyesi ürünlerde ilaç etken maddesine rastlanmıştır[4].

Bitkisel Ürünlerde Kalite Sorunları ve Nedenleri

Bütün ya da bileşenler olarak bitkiler (yaprak, kök, gövde, vb) ve tek ya da birden fazla bitkiden üretilen maddeler bitkisel ürün olarak isimlendirilir. Hastalıkların tedavisi veya hastalıklardan korunmak amacıyla hazırlanmış, bitkisel drogları veya karışımlarını olduğu gibi veya bitkisel karışımları halinde etkili kısım olarak taşıyan bitmiş, etiketlenmiş ürünler veya müstahzarlara bitkisel ilaç denilmektedir[5]. Bir ürünün tıbbi amaçlarla kullanılabilmesi için kalite, etkinlik ve güvenlik unsurlarını bünyesinde taşıması gerekmektedir. Bitkisel kaynaktan hazırlanan bir ürünün farmakoterapide kullanılabilmesi için mutlaka etkin ve standardize edilmiş bir ekstreden hazırlanmış, ürün stabilitesinin belirlenmiş, farmakolojik ve klinik bulgularının yanında toksikolojik verilerin de saptanmış olması gerekmektedir[6].

Bitkisel ilaçlardaki kalite sorunları yasal sorunlar, içerikle ilgili sorunlar, ambalaj ve pazarlama ile ilgili sorunlar olmak üzere üç ana kategoride incelememiz mümkündür. Yasal sorunların bir ölçüde giderilmesi için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yönetmelik taslağı hazırlamıştır.

Sorun Kategorisi
Sorun
Yasal Sorunlar
Gıda Takviyesi ile Tıbbi Bitkisel İlaç Arasındaki Ayrımın Net Olmayışı
Ürün içerik ve Etkinliklerinin Bilimsel Olarak Kanıtlanmış Olmaması
Gıda Takviyeleri İçin Kolaylıkla Ruhsat Alınabilmesi
İthal Ürünlerdeki Denetim Eksiklikleri
Etkinlik ve Güvenlik Testlerinin Yapılmadan Piyasaya Sunulması
İçerikle İlgili Sorunlar
Etken Madde Miktarının Sabit Olmayışı
İstenmeyen Hammadde Kullanılması
Üretimden ve Hammaddeden Kaynaklı Kirlenme
Standardize Edilmiş Farmasötik Formlar Halinde Sunulmama
Karışım Halinde Elde Edilen Ürünlerde Kimyasal Etkileşim
Ambalaj ve Pazarlama ile İlgili Sorunlar
Ambalaj ile İçeriğin Aynı Olmaması
Ürünün sahip olmadığı bir özelliğin varmış gibi gösterilmesi
(Yanıltıcı Bilgi Verme)
Endikasyon Bilgileri Vererek Ürün Pazarlama
Yan Etkiler ve Diğer İlaçlarla Etkileşim Konusunda Bilgi Taşımama
Tablo-1: Bitkisel Ürünlerde Kalite Sorunları[6-9].

Bitkisel ürünlerde kalite sorunlarının nedenleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:
1-Bitki türleri arasındaki farklılıklar,
2-Anlık ve mevsimsel değişikliklere bağlı olarak aktif kimyasal maddelerin bitki içindeki miktarlarının değişebilmesi,
3-Çevresel faktörler (ürün kalitesinde değişiklikler),
4-Farklı tarım metotları,
5-Hasat sonrası depolama şartları,
6-Bitkisel ürünlerin üretimindeki farklılıklar,
7-Toksik maddelerle ve mikrobiyolojik kontaminasyon,
8-GAP (Good Agricultral Practice) ve GMP (Good Manufacturing Practice) kurallarına uymama,
9-Hileli farmasötiklerin kullanılması,
10-Yasaklanmış hayvansal/bitkisel maddelerin karışımlara eklenmesi,
11-Kullanım süresi geçmiş preparatların piyasaya sürülmesi,
12-İlaç etkileşimleri ve diğer yan etkiler hakkında bilgi verilmemesi,
13-Yeterli bilimsel çalışma yapılmaması. Farmakokinetik, farmako dinamik özellikler, etkinlik ve güvenlikle ilgili bilgilerin kısıtlı olması[7-9].

Bitkisel ürün üretiminde kullanılacak bitkilerin bazı özellikleri son ürünün kalitesi açısından son derece önemlidir. Birbirine çok benzeyen türler, uzman olmayan kişiler tarafından kolaylıkla karıştırılabilmektedir. Ayrıca bir cins altında yer alan tüm türler aynı kimyasal yapıyı göstermeyebilir. Bitkilerin yetiştikleri coğrafi bölgedeki iklim durumu, yağış miktarı, toprak yapısı ve bitkilerin toplanma zamanı gibi unsurlar da kimyasal yapı üzerine etkilidir. Bunu yanında bitkisel üretim teknikleri arasındaki farklılıklar, saklama koşulları, kimyasal ve mikrobiyolojik kontaminasyon da bitkisel ilaçların kalitesini doğrudan etkilemektedir. 

Dr.Kimyager Hasan ÖZ
hasanmail@hotmail.com

Kaynaklar
3.    Kumari  S., Shukla  G. and Rao A.S. International Journal of Research in Pharmaceutical and Biomedical Sciences, 2(1): 19-22, 2011.
4.    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Basın Duyurusu, http://www.tarim.gov.tr/images/Files/DuyuruDosyalari/basin_duyur.pdf , Erişim Tarihi:15.01.2013
5.    Herbal medicines, WHO http://www.who.int/medicines/areas/traditional/definitions/en/index.html, Erişim Tarihi: 15.01.2013.
6.    Busse  W. Drug Inform J., 34, 15-23, 2000.
7.    Gürün  M.S. Ankem Dergisi, 18(2):133-136, 2004
8.    Can  C.  Türk Farmakoloji Derneği Klinik Farmakoloji Çalışma Grubu e-Bülten, 48, 2011.
9.    Ersöz T. Mised, 27-28, 11-21, 2012.

Devamını Oku »

Helal Kozmetikler


Helal (halal) Arapça bir kelime olup, İslamiyet’te izin verilen anlamına gelir. Helal kavramı sadece gıdalar için geçerli olmayıp; insanların davranışlarını, konuşmalarını, kıyafetlerini ve kişisel bakım ürünlerini de kapsayan bir bütündür[1]. Helal gıda kavramının yanında helal kozmetik de bir pazarlama unsuru olarak yaygın bir şekilde kullanılmaya başlamıştır. Global pazarlara baktığımızda; helal kozmetik pazarının yıllık yaklaşık 5-14 milyar satış gerçekleştirdiği görülmektedir[2].

2012 yılı Müslüman nüfusunun 2,1 milyar olduğu bilinmektedir. Ayrıca yeni Müslüman olacaklar ihmal edildiğinde; 2030 yılında bu nüfusun %1,84 oranında artması beklenmektedir[3]. Bu veri pazarın ne kadar büyük olduğunu ortaya koymaktadır. Büyük kozmetik firmaları bu pazardaki fırsatları fark ederek; helal kozmetik ürün segmenti oluşturmaya başlamışlardır. Dünyada helal ürünlerin tüketicilerde aynı zamanda güvenli olduğu algısı oluşturduğu tespit edilmiştir ve bu pazarı daha da cazip hale getirmektedir. Dünyada bir pazar haline gelen helal kozmetiklerle ilgili bir standardizasyon ihtiyacı oluşmuştur. Bu nedenle Malezya Helal Kozmetik Standardı MS 2200:2008 –Islamic Consumer Goods-Part 1:Cosmetic and Personal Care-General Guidelines, 2008 yılında yayınlamıştır. Helal sertifikası almak isteyen firmalar üretimlerini bu standarda göre düzenlemek durumdadır. Ülkemizde ise TSE’nin, ‘Helal Kozmetik Standardı’ hazırlama süreci devam etmektedir.

Helal kozmetikler helal bileşenler içermekte ve helal bir ortamda, helal olmayan maddelerle teması engellenerek GMP (İyi İmalat Uygulamaları) koşulları altında Müslümanların denetiminde ve gözetiminde üretilmektedirler. Helal ortam haram maddelerin bulunmadığı (örneğin domuz ve domuzdan elde edilmiş bileşenler) hijyenik ve temiz ortamdır. Helal kozmetik ürünlerinde hayvanlardan, iç organlarından vs. elde edilmiş bileşenler kullanılmaz. Sentetik bileşenler ve bitkilerden elde edilen ekstreler helal olarak kabul edilmektedir.

Helal Kozmetik Nedir?
Helal kozmetik ürünleri helal bileşenler içeren ve helal bir ortamda, helal olmayan maddelerle teması engellenerek; GMP (İyi İmalat Uygulamaları) koşullarında üretilen ürünlere denir. Helal bileşenler sentetik bileşenler ile bitkilerden elde edilen bileşenlerdir. Hayvansal olup da haram kabul edilmeyen istisnai helal hayvansal bileşenler de bulunmaktadır. Kullanılacak hammaddelerin kaynakları mutlaka bilinmeli ve hammaddeler de helal standartlara uygun olmalıdır. Helal kozmetik ürünlerinde:
-İnsan vücudundan elde edilen ürünler kullanılmaz (plesanta, insan yağı gibi),
-Helal olmayan hayvanlardan (köpek, domuz gibi), iç organlarından, kanından vs. elde edilmiş ürünler (jelatin gibi) kullanılmaz,
-Etanol içermemelidir,
-GDO içerikli ürün kullanılmaz,
-Sağlık açısından tehlikeli ve toksik maddeler kullanılmaz,
- Hayvansal kaynaklı bileşenlerin (kolajen, hyaluronik asit, gliserin gibi) yerine bunların sentezlerinin veya bitkisel kaynaklı olanları tercih edilmektedir.
-Üretim esnasında haram maddelerle kirlenme riski ortadan kaldırılmalıdır.
Bu özelliklerin yanında helal kozmetikler güvenli kozmetiğin gerektirdiği diğer özellikleri taşımalı ve ülkemizdeki Kozmetik Kanunu ve ilgili diğer mevzuatlara uygun olmalıdır.


Dr.Kimyager Hasan ÖZ
hasanmail@hotmail.com


Kaynaklar

[1]  Mustafa Afifi Ab. Halim and Mohd Mahyeddib Mohd Salleh, The Possibility of Uniformity on Helal Satandards in Organization of İslamic Countries (OIC) Country, World Applied Sciences Journal 17 (Towards the Traceability of  Halal and Thoyyiban Application), 06.10.2012
[2] Murray Hunter, The emerging halal cosmetic and personal care market, Personal Care, March 2012.
[3] http://www.muslimpopulation.com/index.html , Erişim Tarihi: 24.12.2012.
[4] Department of Standards Malaysia, Malaysian Standard MS 2200: Part 1:2008 Islamic Consumer Goods- Part 1: Cosmetic and Personal Care-General Guidelines.

Devamını Oku »

Kozmetik Ürünlerde Nitrozamin Riski


Kozmetik Ürünlerde Nitrozamin Riski
Kozmetik ürün güvenliği dikkat edilmesi gereken ve tartışılan bir konudur. Kozmetik ürünlerin içeriğinde bulunan bileşenlerin sağlık üzerindeki etkileri yanında, formülasyonda bulunmayan; fakat bileşenlerin etkileşimleri sonucu oluşabilen bileşenlerin zararlı olup olmadığı da ayrı bir konudur. Nitrozaminler de bu zararlı maddelerden biridir.

Nitrozaminler  R1N(-R2)-N=O kimyasal yapısındaki kanserojenik bileşiklerdir[1]. Primer, sekonder ve tersiyer aminler nitrolanarak nitrozaminleri oluştururlar. Nitrozamin oluşturan en reaktif bileşikler sekonder aminlerdir[2].

Nitrozaminler kozmetik formülasyonlarında yer alan bileşenlerden değildir. Kozmetik ürünlere kasıtlı olarak ilave edilmezler. Ancak kozmetik ürün içeriğindeki bazı bileşenlerin etkileşmesi ile üretim veya depolama sırasında oluşurlar. Cilt tarafından emilebilen bu maddelerin güvenli olduğu bir limit vardır. İnsanlardaki kanserojenik etkisi henüz kanıtlanmamış olmasına rağmen, hayvanlarda kansere neden olduğu 30 yıldır bilinmektedir[3].

1994-1997 yılları arasında İngiltere Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 100’den fazla kozmetik içerikli tüketici ürünü incelenmiş ve yarısından fazlasında tespit edilebilir düzeyde nitrozamine rastlanmıştır. Bu ürünlerin büyük bir kısmı bebek banyo ürünleriydi. Takip eden testler zamanla bu seviyenin arttığını göstermiştir[4]. Bunun üzerine test yöntemleri yeniden gözden geçirildi, ölçülen nitrozamin seviyesinde bir azalma gözlense de nitrozaminler hale tespit edilmekteydi.

Dikkat edilmesi gereken ürünler aminler veya amino türevleridir; özellikle di- veya trietanolamin (DEA veya TEA, ayrıca MEA). Bu bileşikler 2-bromo-2-nitropropan-1,3-diol(Bronopol, Onyxide 500) veya sodyum nitrit gibi nitrolama ajanı veya nitratlar ile birleştiğinde nitrozaminleri meydana getirirler[5]. Nitrolanma Ajanları içeren ürünler nitrozaminleri oluşturabilme riski taşırlar. CocoylSarcosine, DEA(dietanol amin) bileşikleri, Imidiazolidinyl Ure, Formaldehit, Lauryl Sarcosine, MEA(monoetanol amin) Bileşikleri, Quaternium-7,15,31,60, diğerleri, Sodium Lauryl Sulfat, Ammonium Lauryl Sulfat, Sodium  Laureth  Sulfat, Ammonium  Laureth  Sulfate, Sodium  Methyl Cocoyl Taurate, TEA(trietanol amin) bileşikleri bu grubu oluşturur [6]. Aminler ve türevleri çoğunlukla kremler, krem losyonlar, saç sampuanları ve saç kremlerinde bulunmaktadır. Bu nedenle bu ürünleri karıştırarak kullanmayınız.

Ürünün içeriğinde nitrozamin bulunup bulunmadığı ürün etiketine bakılarak anlaşılamaz. Çünkü bu bileşikler ürünlerde safsızlık olarak bulunabilir.

Bu bileşiğin meydana getirebileceği muhtemel etkilerden korunmak için doğal ürünlere yönelmek, kalitesinden emin olduğunuz markaların ürünlerini kullanmak en iyi yoldur. Organik ürün sertifikasına sahip, bitkisel kaynaklardan elde edilen, insan sağlığına ve çevreye dost ürünlerin kullanmaya çalışın.  Eğer tamamen organik ürünleri alamıyorsanız; içeriğinde sentetik madde içeriği az olan ürünleri tercih ediniz. Çok fazla ham madde içeren ürünler yerine daha az ham madde içeren ürünleri kullanmaya özen gösteriniz.

Dr.Kimyager Hasan ÖZ


Kaynaklar

[1] Nitrosamine, Wikipedia, The Free Encylopedia, Web: http://en.wikipedia.org/wiki/Nitrosamine
[2] Opinion on Nitrosamines and Secondary Amines in Cosmetic Products, Scientific Committee on Consumer Safety (SCCS), 2012, http://ec.europa.eu/health/scientific_committees/consumer_safety/docs/sccs_o_090.pdf
[3] Percutaneous Absorption; Drugs - Cosmetics - Mechanisms-Modelling; 3rd Edition; Eds. Robert L. Bronaugh & Howard I. Maibach; Pub. Marcel Dekker Inc., New York, US (1999).
[4]  Government Consumer Safety Research - A survey of cosmetic and certain other skin-contact products for nnitrosamines - Department of Trade and Industry (DTI) -Consumer Safety Group - May 1998.
[5] Malkan, S.,  Not Just a Pretty Face: The Ugly Side of the Beauty Industry, pp. 58. Gabriola, BC, Canada: New Society Publishers, 2007. 
[6] Toxic Cosmetics Ingredient List, http://www.alkalizeforhealth.net/Ltoxiccosmetics.htm#14

Devamını Oku »

Toksik Kimyasallardan Uzak Durma İpuçları-4


Toksik Kimyasallardan Uzak Durma İpuçları-4
Günümüzde artan dünya nüfusuna yetecek kadar doğal kaynak bulunmamaktadır. Fakat talep hızla artarken arzın da paralel olarak artması kaçınılmazdır. Doğal kaynakların sınırlı olması arzın artmasının önündeki en büyük engeldir. Bu iktisadi gerçekler yeni arayış ve yönelimlere sebep olmaktadır. Noktada kimyasallar devreye girmektedir. Dolayısıyla kimyasallar hayatımızın her noktasına girmiş durumdadır. Kimyasalların bu istilasının insan sağlığı üzerindeki etkileri üzerine pek çok araştırma yapılmış, makale yazılmıştır. Tehlikesi kesin olarak ispatlanmış kimyasalların yanında; tehlikesi şüpheli olan pek çok kimyasal da vardır. Konuya temkinli yaklaşan bazı bilim insanları; çalışmaların insanların hayatı boyunca maruz kalamayacağı dozlarla yapıldığını, bu kimyasalın tehlikeli olsa bile insan sağlığını doğrudan etkileyemeyeceğini tezini savunmaktadırlar. Kimyasallar tehlikeli olsun veya olmasın; günümüzde kanser vakalarının, ölü doğumların, gebelik anamolilerini, kısırlığın, v.b. artmış olduğu yadsınmaz bir gerçektir. Bu vakalardaki artma insanları atalarının yaşam tarzını incelemeye sevk etmektedir. Bu incelemeden dedelerimiz, bekli de onların dedeleri her şeyin doğalını kullandıkları için uzun ve sağlıklı yaşamaktadır, sonucunu çıkartmaktayız. Günümüzde %100 doğal yaşamak imkansız, fakat kimyasal istilasını en aza indirmek mümkün. Bunun için sadece biraz dikkatli olmamız yeterli. Bizler de bu dikkate başlangıç olması adına basit ip uçlarından oluşan bir yazı dizisi hazırladık. Faydalı olması dileğiyle…

Kişisel Bakım Ürünleri
-Kullandığınız veya kullanacağınız ürünün içerisinde hangi kimyasalların olduğu mutlak araştırın: Araştırma yapabileceğiniz pek çok site bulunmakta. Bunlardan biri CosDNA. Ürün bazlı ve içerindeki kimyasal bazlı araştırma yapabilirsiniz. www.cosdna.com  adresine girip, Product Search kısmını tıklayıp, ürünün adını yazdığınızda ürünün içeriğindeki kimyasallar listelenmekte ve her kimyasalın karşısında fonksiyonu, tahriş etme potansiyeli ve güvenli olup olmadığı renkli kutucuklarla bildirilmektedir.
-Yapay kokulara dikkat edin: Yapay kokular ftalat gibi tehlikeli kimyasallar ihtiva edebilir. Kokusuz ürünleri veya bitkisel kökenli uçucu yağlar ihtiva eden kokuları tercih edin.
-Organik Ürün, Bitkisel Ürün diye satılanlara da dikkat edin: Yeni bir pazarlama stratejisi olarak sadece kişisel bakım ürünlerinde değil, her türlü ürüne organik ifadesi eklenmektedir. Kozmetik ürünlerde kimyasal madde ….bitki özü, ….bitki ekstresi gibi ifadelerle maskelenmeye çalışılmaktadır. Eğer doğal bir ürün almak istiyorsanız mutlaka sertifikasına bakın. Organik veya doğal içerikli ürünlere etiketleri dünyanın en bilinen altı sertifika kuruluşu: Almanya’dan BDIH, Fransa’dan ECOCERT ve Cosmebio, İngiltere’den Soil Association, İtalya’dan ICEA ve Belçika’dan COSMOS-Standard.  Dünya çapında en yaygın sertifikasyon kuruluşu ECOCERT’tir. Bu kuruluş adı veya amblemi bulunuyorsa o ürünün doğallığından şüphe edin.
-En iyisi doğal ve kendi hazırladığınız ürünlerdir: İnternette kısa bir araştırma yaparak ‘ev yapımı kozmetik’ ürünler hazırlayabilirsiniz. Bitkisel doğal yağları, kil, yoğurt, yumurta gibi kolay bulunabilen ve hazırlanabilen tarifler bunlar. 

Dr.Kimyager Hasan ÖZ 
hasanmail@hotmail.com


Toksik Kimyasallardan Uzak Durma İpuçları-1 Yazısını okumak için TIKLAYINIZ
Toksik Kimyasallardan Uzak Durma İpuçları-2 Yazımızı Okumak İçin TIKLAYINIZ
Toksik Kimyasallardan Uzak Durma İpuçları-3 Yazımızı Okumak İçin TIKLAYINIZ

Devamını Oku »

3 Mayıs 2024 Cuma

Bir Çakmak Ölüm

Uçucu madde kullanımı gençleri etkileyen ciddi bir halk sağlığı sorunu olmaya başladı. Yapıştırıcı, tiner gibi uçucu madde kullanımından sonra şimdi de çakmak gazı koklama gençleri ölüme götürmektedir. Yapıştırıcılar, tiner, sporcuların tedavilerinde kullanılan soğutucu spreyler, çakmak gazı, aseton en yaygın kullanılan uçucu maddelerdir.

Uçucu maddeler solunum yolu ile alınmaktadır. Torbanın içinden veya bir beze emdirilen uçucu maddeler solunarak vücuda alınırlar. Uçucu maddeler kısa sürede ortamdan uzaklaştığı için bu etkiyi arttırmak için uçucu madde bir naylon torbaya doldurulup, kafa bu torbaya sokulmaktadır. Uçucu madde kullanımı bilinç kaybı ve ölümlere neden olmaktadır.

Yılda yaklaşık 10 çocuk veya gencimizi çakmak gazı koklamaya bağlı ölüme kurban vermekteyiz. Son zamanlarda benzer vakaların artmış olması konunun ciddiyetini arttırmaktadır. Çakmak gazı genellikle uçuculuğu yüksek bütan gazından oluşmaktadır. Bazen propan gazı da kullanılmaktadır. Bütan gazı tüp içinde satılır ve LPG  ya da tüp gaz olarak adlandırılır. Ayrıca çakmaklarda yakıt olarak ve sprey ürünlerde itici gaz olarak kullanılır. Bütan, (n-bütan) dört karbon atomu içeren dalsız bir bileşiktir: CH3CH2CH2CH3. Bütan renksiz, kaynama noktası  -0,5 oC olan yanıcı bir gazdır. Çakmak gazı diğer uçucu maddelere göre üç kat daha öldürücüdür.

Çakmak gazının koklanmasıyla birlikte akciğerler yoluyla hızla beyne ve diğer organlara yayılır. Kısa sürede alkolün gösterdiği etkiye benzer etkiler görülür: Konuşma bozukluğu hareketlerde bozukluk, baş dönmesi ve coşku hali görülür.  Bu hali gevşeme ve uyku hali takip eder.  Aşırı koklama durumunda kalp ritim bozuklukları, tansiyon yükselmesi, saldırganlık ve intihar teşebbüsü görülebilmektedir.  Bütan gazı koklanması sonucu oksijen eksikliği ve kalp ritim bozukluğuna bağlı ani ölümler meydana gelmektedir.  Bütan gazının direkt olarak kalp kası üzerine toksik etkisi söz konusudur. Kalp ritmindeki bozulmalar ölüm nedeni olabilmektedir. Uzun süreli kullanımlarda ölüm gerçekleşmemişse bile karaciğer ve böbrek yetmezliği gelişebilir. Ayrıca kronik yorgunluk, kronik baş ağrısı, depresyon, kişilik değişiklikleri, nefes darlığı, gözlerde kızarıklık, göğüs ağrısı gibi etkiler gözlenebilir.  Çakmak gazının direkt boğaza püskürtülmesi kaynama noktası çok düşük olan gazın efüzyonla birlikte -20 oC’lere kadar soğumasına sebep olur.  Bu kadar soğuk bir gaz gırtlakta uzun süreli spazma ve ölüme neden olabilir. Ayrıca bütan gazı koklanması beyin veya akciğerde ödeme neden olmakta, boğulmaya benzer ölümler gerçekleşebilmektedir.

Bu kadar tehlikeli olan çakmak gazı kullanımının erken dönemlerde tespit edilmesi önemlidir. Aileler çocuklarında bütan gazı kullanımı sonrasında oluşan sarhoşluk hali ve denge bozuklukları gibi belirtileri gözlemleyerek; profesyonel yardım alma yoluna gitmelidir. Sağlık Bakanlığı 18 yaşından küçük çocuklara çakmak gazı satışını yasaklasa da bu satışı yapanlara caydırıcı cezalar uygulanmalıdır. Bütan gazı metabolitleri idrar testlerinde saptanamadığı için analizlerle değil çocuktaki değişikliklerle durum tespit edilmelidir.

Dr.Kimyager Hasan ÖZ
hasanmail@hotmail.com

Devamını Oku »