Yaz mevsiminde en çok dikkat
edilmesi gereken konu; güneş ışınlarıdır. Güneşten gelen ışınların kemik
gelişimi üzerine olumlu etkisi bilinirken, aşırı güneş ışığına maruz kalmak da
cilt üzerine olumsuz etkilere sahiptir.
Güneşten dünyamıza gelen ışık gözle görülen veya görülmeyen ışın demetlerinden oluşmaktadır. Farklı dalga boyundaki ışınlar bir araya gelerek bizim gözle görebildiğimiz beyaz güneş ışınını oluşturmaktadır. Güneş ışınları 290 nm ile 3000 nm ışınların birleşmesiyle oluşmaktaysa da insan gözü 400 nm ile 760 nm arasındaki ışınları görebilmektedir. İnsanlar için tehlike oluşturan ışın UV(ultra viyole) ışınlarındır. UV ışınları; UVA, UVB, UVC olmak üzere üç çeşittir. En uzun dalga boyuna sahip UV ışını türü UVA sonra UVB ve en kısa dalga boyuna sahip ışınlar ise UVC ışınlarıdır. UVA ve UVB ışınları atmosferden geçerken; tüm UVC ve bir kısım UVB ışınları ozon tabakası tarafından emilmektedir [1]. UVA ışınları( 320-380 nm dalga boyu) derinin derin tabakalarına(dermis) yayılır. UVA ışınları yıl boyunca ve gün içinde değişik saatlerde, mevsim veya hava koşullarında değişmeksizin etkili olmaktadır. UVB ışınları (290-320 nm dalga boyu) derinin üst takası(epidermis) etkilemektedir. UVB ışınları yaz aylarında ve yüksek rakımlı yerlerde daha yoğundur [2]. UVA ve UVB ışınlarının her ikisi de cildimize zarar verir. UV ışınlarına maruz kalmanın kısa vadeli etkisi güneş yanıkları, uzun vadeli etkisi ise erken yaşlanma ve cilt kanseridir. Bazı antibiyotikler, bazı doğum kontrol hapları, benzoil peroksit içeren bazı kozmetikler göz ve cildin UV ışınlarına karşı hassasiyetini arttırmaktadır [1].
Güneşten dünyamıza gelen ışık gözle görülen veya görülmeyen ışın demetlerinden oluşmaktadır. Farklı dalga boyundaki ışınlar bir araya gelerek bizim gözle görebildiğimiz beyaz güneş ışınını oluşturmaktadır. Güneş ışınları 290 nm ile 3000 nm ışınların birleşmesiyle oluşmaktaysa da insan gözü 400 nm ile 760 nm arasındaki ışınları görebilmektedir. İnsanlar için tehlike oluşturan ışın UV(ultra viyole) ışınlarındır. UV ışınları; UVA, UVB, UVC olmak üzere üç çeşittir. En uzun dalga boyuna sahip UV ışını türü UVA sonra UVB ve en kısa dalga boyuna sahip ışınlar ise UVC ışınlarıdır. UVA ve UVB ışınları atmosferden geçerken; tüm UVC ve bir kısım UVB ışınları ozon tabakası tarafından emilmektedir [1]. UVA ışınları( 320-380 nm dalga boyu) derinin derin tabakalarına(dermis) yayılır. UVA ışınları yıl boyunca ve gün içinde değişik saatlerde, mevsim veya hava koşullarında değişmeksizin etkili olmaktadır. UVB ışınları (290-320 nm dalga boyu) derinin üst takası(epidermis) etkilemektedir. UVB ışınları yaz aylarında ve yüksek rakımlı yerlerde daha yoğundur [2]. UVA ve UVB ışınlarının her ikisi de cildimize zarar verir. UV ışınlarına maruz kalmanın kısa vadeli etkisi güneş yanıkları, uzun vadeli etkisi ise erken yaşlanma ve cilt kanseridir. Bazı antibiyotikler, bazı doğum kontrol hapları, benzoil peroksit içeren bazı kozmetikler göz ve cildin UV ışınlarına karşı hassasiyetini arttırmaktadır [1].
Güneşin bu zararlı etkilerinden
korunmak için bir çoğumuz yazın plajlarda güneşten koruma ürünleri
kullanmaktayız. Güneşten koruyucular UV ışınlarını ya emer yada yansıtırlar.
Yada değişik bir ifade ile UV ışınlarının cilde geçişini önlemek için kimyasal
bariyer oluştururlar. Genelde titanyum
dioksit ve çinko gibi kimyasallar içeren güneş koruyucularının losyon, sprey ve
krem gibi değişik formları mevcuttur [1]. Bu ürünleri elimize aldığımızda yada
reklamlarında SPF( Sun Protection Factor) yada güneşten koruma faktörü
tabiriyle karşılaşırız. Bu tabir ilgili ürünün güneş ışınlarından ne kadar
koruduğunun bir ölçüsü olarak verilmektedir. Ancak güneş koruma ürünlerinin kaç
faktör olduğunu belirleyen bu sistem sadece UVB ışınlarına karşı korumanın bir
ölçüdür. Cilt yaşlanması ve cilt kanserine sebebiyet veren UVA ışınlarından
korumayı ifade etmemektedir. Bu faktör 2-60 arasında değişmesine rağmen, son zamanlarda
SPF 100 olan ürünlere dahi rastlanmıştır. Aslında bu faktör koruma süresi ile
de ilişkilidir. Seçilecek güneş koruma ürünün SPF faktörü cilt rengiyle
ilişkilidir. Dr.Lowa (İngiltere’nin en iyi dermatologlarından biri) ‘açık renk
deriye sahipseniz veya ailenizin geçmişinde deri kanseri vakaları varsa, bu
durumda günlük olarak, güneşli havalarda SPF30’a kadar çıkacak şekilde, UVA
korumalı SPF15 olan bir ürün kullanmalısınız. Ancak, esmer veya daha koyu
renkli tene sahip kişiler aynı derecede risk altında değildir; bu yüzden o
kadar korumaya ihtiyaçları yoktur.’ demektedir. Koruma faktörü SPF 50 olan bir
ürün SPF 30 olan bir ürüne kıyasla UV ışınlarını %0,2 daha fazla engellemektedir. Hiçbir ürün
güneşin bu etkisini %100 engelleyememektedir. Bir ürünle en fazla korumayı
sağlamak için en az SPF 15 olan ürün kullanılmalıdır [1].
Geniş spektrumlu bir güneş koruma
ürününde bulunan kimyasallar FDA (Food and Drug Administration) tarafından şu
şekilde belirtilmiştir:
Kimyasal
|
Diğer Adı
|
Benzofenonlar
|
Oxybenzone
|
Cinnamate(sinnamat)
|
Oktinoksat Cinoxate
|
Ecamsule
|
Mexoryl SX
|
Sulisobenzone
|
|
Salisilatlar
|
|
Titanyum Dioksit
|
|
Çinko Oksit
|
|
Avobenzone
|
Parsol 1789
|
Tablo:Bazı
geniş spektrumu güneş koruma ürünlerinin içeriğindeki bazı kimyasal maddeler[3].
Son zamanlarda güneş koruma
ürünlerinde bulunan retinyl palmitta olarak da bilinen A vitaminin(güneş koruma
ürünlerindeki A vitamini) FDA tarafından cilt kanserine yakalanma olasılığını arttırdığı
bildirilmiştir. Bu nedenle kullandığımız ürünlerin içeriğine dikkat etmemiz
gerekmektedir.Güneş koruma ürünlerinde riskli
olduğu bildirilen bir diğer kimyasal da oxibenzondur. Oxibenzon diğer adı ile
benzophenone-3 genellikle güneş kremleri ve bazı kozmetiklerde kullanılan
organik bir bileşiktir. UVB ve UVA ışınlarını emmektedir. Ancak oxibenzon cilt
tarafından emilerek DNA’ya zarar vermekte ve cilt kanserine yakalanma riskini
arttırmaktadır. Oxibenzonun UV ışınlarını filtrelemesi, güneş ışınlarını ısı
enerjisine dönüştürme şeklinde olmaktadır. Bu ısı cildin üst tabakasındaki
hücrelere zarar vermektedir. Bu da melanoma adı verilen cilt kanseri türüne
sebebiyet vermektedir. EWG (Enviromental Working Group= Çevresel Çalışma Grubu)
oxibenzon’un etkileri konusundaki araştırma sonuçlarını sitesinden
yayınlamıştır. CDC(Amerikan Sağlık Kuruluşu)’e göre oxibenzonlar ayrıca vücudun
hormon dengesini bozmaktadır [4]. Güneşten
koruma ürünlerindeki tehlikeli maddelerden biri de bu ürünlerdeki esans
maddesindeki ftalatlardır. Ftalatlar suda çözünürlükleri düşük, yağda
çözünürlükleri yüksek ve uçuculukları düşük kimyasallardır. Kanserojen etkiye
sahiptir. Ayrıca özellikle erkeklerde kısırlığa neden olmaktadır [5] . Bir çok
üründe kullanılan aynı zamanda güneş koruma ürünlerinde kullanılan koruyucu
parabenler bir araştırmada meme kanserine yakalananların
tümörlerinde doku başına 20 nanogram paraben tespit edilmiştir [6]. Parabenler
ayrıca östrojeni taklit eden madde olarak bilinir. Parabenlerle kanser arasında
nedensel ilişki kurulamamıştır [7] .
Güneş koruma ürünlerinin
içeriğinde en dikkat çekici kimyasal çinkodur. Formülasyonlarda genellikle
çinko oksit formu kullanılmaktadır. Çinko içeren güneş koruma ürünleri hem UVA
hem de UVB ışınlarına karşı koruyucu etki göstermektedir. Dahası çinko veya
çinko oksit insan sağlığı açısından tehlike oluşturmamaktadır. Titanyum dioksit
de çinko gibi koruyucu etkisi olan bir diğer faydalı kimyasaldır. Ayrıca deri
yoluyla vücuda girmemektedir. Son zamanlarda moda olan ve pek çok alanda etkili
ürünler geliştirilmesini sağlayan nanoteknoloji ürünler; güneş koruma
ürünlerinde tercih edilmemelidir. Çünkü nanopartiküller kullanılan kimyasallın
deri yoluyla vücuda girmesini kolaylaştırmaktadır. Sadece titanyum dioksit
içeren formulasyonlar da koruma yönünden yetersiz kalmaktadır. Çinko ile
titanyum dioksit içeren formulasyonlar daha etkilidir. Çinko oksit ve titanyum
dioksit dışında UVA ışınlarına karşı koruma sağlayan diğer bazı kimyasallar
avobenzon ve ecamsule(ekamsül)dir. Bazı çalışmalara[8] göre en etkili güneş
koruma ürünleri avobenzon ve titandioksit içermektedir. Azobenzon çinko oksit
ve titanyum dioksit gibi minerel UV absorbanlarla kombine edildiğinde güneş
ışınlarına karşı daha etkili olmaktadır [9]. Ecamsule de etkili bir UVA
koruyucusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Absorbe ettiği UV ışınını ısıya
dönüştürüp, cilde temas etmeden termal enerji olarak serbest bırakmaktadır. Ecamsule
asidik yapıda olduğundan kullanıldığı formülasyonlarda trietanolamin gibi bir
bazla nötralize edilmesi gerekmektedir. Fareler üzerinde yapılmış bir çalışma
[10] ecamsule’nin cilt kanserine yakalanma riskini arttırmadığını ortaya
koymuştur.
Tüm bu bilgiler ışında güneşten
koruma ürünleri seçerken dikkatli olmak gerektiği unutulmamalıdır. Hiçbir
ürünün %100 koruma sağlayamayacağını unutmadan, güneşten koruma ürünü
kullanıyorum diye saatlerce güneş altında kalmamak gerekmektedir. Bu ürünlerin
güneşe çıkmadan 15-30 dakika önce cilde uygulanması ve tatbik ettikten sonra
fazlasının havlu ile silinmemesi gerekmektedir. Ayrıca terleme yada kurulanma
sonra tekrar tatbik edilmesi yerinde bir uygulama olacaktır. Genellikle 3 cm2’lik
bir cilt alanına ortalama 2 ml güneşten koruma ürünü kullanılması
gerekmektedir. Bu ürünleri seçerken yukarıda belirttiğimiz hususlara dikkat
edilmesi ve mümkünse organik sertifikalı ürünleri tercih edilmesi
gerekmektedir. Çünkü organik sertifikalı ürünler zararlı kimyasallar ve
nanoteknoloji ürünü ham maddeler içermemektedir. Dahası bu ürünlerde sentetik
koku, petrol türevi ham madde ve koruyucu paraben bulunmamaktadır. Bir diğer
husus da alacağınız ve kullandığınız ürünlerde Sağlık Bakanlığı onayının
olmasına mutlaka özen göstermektir.
Dr.Kimyager Hasan ÖZ
hasanmail@hotmail.com
Kaynaklar
[1]
U.S. FDA(Food and Drug Administration)
web sitesi, Ultraviyolet (UV) Radiation,
http://www.fda.gov/Radiation-EmittingProducts/RadiationEmittingProductsandProcedures/Tanning/ucm116425.htm,
Erişim tarihi: 07.07.2011
[2]
Cemile ERTAN( Deri ve Zuhrevi Hastalıklar Uzmanı), Güneş Işınlarının Deri
Üzerindeki Etkileri, ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi( METU Medical Center), http://www.mc.metu.edu.tr/pdf/ODTU_SRM_brosur_gunes.pdf
, Erişim tarihi: 07.07.2011
[3]
U.S. FDA(Food and Drug Administration)
web sitesi, Sun Protection, http://www.fda.gov/Radiation-EmittingProducts/RadiationEmittingProductsandProcedures/Tanning/ucm116445.htm
, Erişim tarihi: 07.07.2011
[4]
Enviromental Working Group (EWG), CDC:Americans Carry Body Burden of Toxic
Sunscreen Chemical, By Rebecca Sutton, March 2008, Web Site:
http://www.ewg.org/analysis/toxicsunscreen
, Erişim tarihi: 07.07.2011
[5]
Wikipedia, Ftalat, http://tr.wikipedia.org/wiki/Ftalat,
Erişim tarihi: 08.07.2011
[6] Harvey, Phillip W., Significance of the
detection of esters of p-hydroxybenzoic acid (parabens) in human breast
tumours, Ocak 2004, Erişim tarihi: 08.07.2011
[7]
Golden,
Robert A.,Review of the Endocrine Activity of Parabens and Implications
for Potential Risks to Human Health Informa, 2005, Erişim
tarihi:08.07.2011
[8]
Warwick L. Morison, MD , Photosensitivity(Işığa duyarlılık) New England
Journal of Medicine 350 (11): 1111-1117, 11 Mart 2004, http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMcp022558
, Erişim tarihi: 08.07.2011
[9] Uyen Nguyen and David Schlossma , Stability Study of Avobenzone with Inorganic Sunscreens, Kobo
Products Poster, 2001,
Erişim
Tarihi: 08.07.2011
[10]
Fourtanier A., Mexoryl SX protects against solar-simulated UVR-induced
photocarcinogenesis in mice". Photochem Photobiol 64 (4): 688-93,
Ekim 1996, http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/j.1751-1097.1996.tb03125.x/abstract
, Erişim Tarihi: 08.07.2011