Deterjanlar, petrol türevlerinden
elde edilen, temizleme ve arıtma özelliği bulunan, toz, sıvı veya krem
durumunda olabilen kimyasal maddeler olarak tanımlanmaktadır. Deterjanlar
günlük hayatımızda odukça büyük yere sahiptir. Burada deterjandan kasıt sadece
çamaşır deterjanı değil, bulaşık deterjanı, sıvı sabun, yağ çözücü deterjanlar,
ovma deterjanları, halı yıkama deterjanları...’dır. Toplumumuzdaki yanlış algılardan biri; ‘fazla
deterjan, daha iyi temizlik’ demek olduğudur. Fazla deterjan kullanmak daha iyi
temizlik demek değildir. Su içerisinde çözünebilecek maksimum deterjan miktarı
bellidir. Bu maksimum miktar aşıldığında fazladan ilave edilen deterjan suda
çözünmez, kalıntı olarak kalır. Deterjan
türüne, kalitesine, kirin yoğunluğuna ve yıkama suyunun sertliğine bağlı olarak
kullanılacak deterjan miktarı değişiklik gösterir. Gereğinden fazla deterjan
kullanımı sağlık ve çevre açısından tehlikeli olduğu gibi ekonomik kayıplara da
neden olmaktadır.
Çevre ve Deterjan
Neredeyse bir çok deterjanın
formülasyonunda kompleks fosfat bileşikleri yer almaktadır. Bu fosfatlar suyun
yapısında bulunan ve suya sertlik veren kalsiyum ve mağnezyum iyonlarını tutarak deterjanların
temizleme gücünü arttırmak için deterjanlara eklenmektedir. Deterjanın gücünü
arttıran bu bileşikler çevre açısından son derece tehlikelidir. Arıtılmadan
nehir, göl, deniz ortamına verilen fosfatlı atık sular özellikle durgun sularda
sudaki oksijen miktarını azaltarak; ötrofikasyona neden olmakta ve su ortamındaki
canlı yaşamının yok olmasına sebep olmaktadır. Bu ötrofikasyon türü fosfat kirlenmesi olarak
da bilinmektedir. Gereğinden fazla deterjan kullanmayarak fosfat kirliğinin
azalmasına katkıda bulabiliriz.
Çevre açısından deterjanların bir
diğer tehlikeside; deterjanların ana maddesi olan yüzey aktif maddelerin
biyolojik parçalanabilirliğidir. Deterjan yapımında en çok kullanılan yüzey
aktif madde olan LAB (lineer alkil benzen sülfonat) bakteriler tarafından daha
kolay parçalanabilmektedir. Bu madde yağ asitlerinde olduğu gibi düz zincirli
bir grup ihtiva eder ve LAB gibi düz zincirli karbon bileşikleri bakteriler
tarafından daha kolay parçalanırlar. LAB gibi bakteriler tarafından kolay
parçalanır yüzey aktif maddeleri yumuşak deterjan aktif maddesi olarak
adlandırılmaktadır. Dodesil Benzen (DDB)
gibi dallanmış karbon bileşikleri ise bakteriler tarafından
parçalanamamaktadır. DDB gibi bakteriler tarafından parçalanamayan yüzey aktif
maddelere de sert
deterjan aktif maddesi denilmektedir. AB mevzuatı gereğince
deterjanlar 28 gün içerisinde en az %60
düzeyinde parçalanabilir olmalıdır. Parçalanmayan deterjanlar su kirliğine
neden olmakta, bu kirli suların içme-kullanma sularına karışması sonucu insan
sağlığı da etkilenebilmektedir. Bu nedenle deterjan üreticilerinin maliyet
pahasına da olsa; parçalanabilirliği yüksek aktif maddeler kullanması
gerekmektedir. Bu konuda tüketicilerin özellikle duyarlı olarak
biyoparçalanabilirliği yüksek ürünleri tercih etmesi, bu konuda yetkili
mercilerin düzenli denetimler yaparak; parçalanmayan ürünlerin kullanımını
engellemesi gerekmektedir. Özellikle merdiven altı olarak tabir edilen açık
olarak satılan deterjanlarda daha ucuz olduğu için DDB gibi biyolojik
parçalanabilirliği düşük aktif maddeler kullanılmaktadır.
Deterjanlarda kullanılanılan
çevre açısından bir risk oluşturan bir diğer kimyasal da klorlu bileşiklerdir. Deterjanların
yapısında bulunabilen klorlu bileşikler organik ve sentetik maddelerle
trihalometan bileşiklerini oluştururlar. Kloroform (CHCl3),
diklorobromometan (CHCl2Br), dibromoklorometan (CHClBr2)
ve bromoformdan (CHBr3) oluşan 4 bileşiğe toplam triholometanlar
denilmektedir (TTHMs). Bu bileşiklerin kanserojen olduğuna dair
şüpheler vardır. İçinde asılı partiküllerin yer aldığı sularda klorlama
yapıldığında bu maddelerin oluşma ihtimali daha fazladır. Ayrıca deterjanların
yapısında bulunan bu klorlu bileşikler suların temizlenmesini sağlayan yararlı
bakterin ölümüne neden olduğu için çevre açısından tehlikelidir.
Deterjanlar ve Sağlığımız
Deterjan içerisinde bulunan yüzey
aktif maddeler dışında temizleyici, beyazlatıcı, yumuşatıcı, köpürtücü,
parlaklık verici ya da antiseptik özellik veren katkı maddelerinin insan vücuduna
su, gıda ve diğer yollardan girdikdiğinde dokularda iritasyon sonucu olumsuz
etkilere neden olabilmektedirler. Bu iritasyon sonucubir çok kanser türü oluşabilmektedir.
Deterjanlar ortamdan kiri
uzaklaştırdıktan sonra, temizlediği ortam üzerinde bir film tabakası
oluştururlar ve çok iyi durulanmazsa bu film tabakası giderilemez. Aynı etki
fazla deterjan kullanımında da görürlür. Bu film tabakasının içerdiği kimyasal
maddeler; tabak, çatal, tencere gibi mutfak araç-gerçlerinde ise sindirim yolu
ile çamaşırlarda ise cilt yolu ile insan vücuduna girmekte ve vücutta çeşitli
etkiler gösterebilmektedir. Sentetik
deterjanların içerdiği aktif maddeler, kullanılma sırasına doğrudan doğruya
deriye veya ter bezleri yolu ile cildin iç kısımlarına nüfuz eder ve çeşitli
cilt hastalıklarına (eritem, foliküler nekroz gibi) yol açarlar. Sentetik
deterjanlarla akut zehirlenme çok azdır. Zehirleme etkileri düşüktür. Sindirim
yolu ile bir kişinin yılda yaklaşık olarak 1 gram deterjan aldığı hesaplanmıştır.
Yapılan hayvan deneylerinde bu kadar alınan deterjanın belirgin bir zararlı
etki gözlenmemiştir. Ancak sağlık açısından yine de deterjan kullanımı
sırasında dikkatli olmak ve bilinçli davranmak gerekmektedir.
Deterjan kullanımı sırasında dikkat edilecek noktalar
Fazla deterjan kullanmak daha iyi
temizlik demek değildir. Dolayısıyla gerektiği kadar deterjan kullanam
gerekmektedir. Kullandığınız deterjan kaliteli ise ve temizlenecek kir ortda
derecede ise çamaşırın kg başına 11 gr veya 18 ml derterjan kullanmanız yeterli
olacaktır. Fazla deterjan kullanıldığında zaten makinenin deterjan haznesinde kalıntı
kaldığını göreceksiniz. Ayrıca durulama performansı düşecek, su ve enerji
sarfiyatı yükselecektir. Fazla deterjan kullanımına bağlı olarak köpük oluşumu
artacak bu da atık suyun artım maliyetini arttırıcaktır. Fazla deterjan
kullanıldığı ve durulama performansı düştüğü için temizlenen ortamdan
ulaştırılamayan deterjanlar insan organizması ile temas sonucu insan sağlığı
üzerinde de bazı etkilere sahip olabilecektir. Özellikle küçük çocuk ve
bebeklerin kullandığı eşyaların temizliğinde bu hususlara dikkat edilmesi
gerekmektedir.
Son bir kaç yıldır deterjan
sektöründe yeni bir uygulamaya geçildi: ‘Konsantre Deterjan’. Yüzey aktif madde miktarı
arttırılmış, dolgu maddesi azaltılmış normal deterjanlardan daha az
kullanılmasına rağmen aynı etkiyi gösteren deterjanlara konsantre deterjan denilmektedir. Bu
deterjanlarla normal deterjanlara göre; eskisinden daha az deterjan kullanarak,
aynı temizlemeyi sağlamak mümkündür. Konsantre deterjan fikri çevreyi korumak
adına son derece önemli olmasına rağmen bazı fırsatçılar normal deterjanları
konsatre gibi ambalajlayıp piyasaya sürmekte, tüketiciyi kandırmaktadır. Bu
nedenle konsantre deterjan alırken dikkatli olmak gerekmektedir. Konsantre
deterjanları kullanırken; normal detrejan kullanımından faklı olarak 1/3 oranında
daha az kullanmalıyız. Aksi halde yukarıda belirtilen zararların önüne
geçemeyiz.
Aynı durum bulaşık makinesi
tabletleri için de geçerlidir. Makine üreticisinin önerdiği ölçüde deterjanı
kullanmalıyız. Ayrıca diğer kullandığımı halı şampuanı, oto yıkama deterjanı,
yüzey deterjanı v.b deterjanların fazla kullanımı kullanılan yüzeye zarar
verebilir. Ayrıca deterjan kalıntısı kalmaması için çok iyi durumlamak da son
derece önemlidir.
Açık satılan pek çok deterjanda
parçalanamayan aktif madde kullanılmakta ve aktif madde oranı düşük tutularak,
dolgu maddesi arttırılmaktadır. Böyle bir deterjan hem temizleme gücü düşük
hemde çevre açısından teklikelidir. Bu nedenle böyle deterjanları tercih
etmeyerek hem ekonomik katkı sağlar, hem de çevreye zarar vermemiş olursunuz.
Dr.Kimyager Hasan ÖZ
hasanmail@hotmail.com