Aktüel Kimya

Biz hayatı kimya ile açıklıyoruz. Kimyasız hayatı düşünemiyor, hayatımıza kimya ile anlam katmaya çalıyoruz. Günlük hayatta kimya ile ilgili ip uçlarını bu blogda veriyoruz.
Kurşun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kurşun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Nisan 2024 Perşembe

Sudaki Ağır Metal Kirleticileri


Su, H2O inanılmaz bir bileşiktir. Su hayati olayların gerçekleştiği yegane ortamdır. Su iyi bir çözücü, vücudumuzdaki önemli reaksiyonların gerçekleştiği bir çok tabiat olayının gerçekleştiği ortamdır, aynı zamanda endüstriyel bir çok faaliyette kullanılır. Ağır metaller nispeten yüksek atom numaralı metaller olup, su için yüksek toksiteye sahip kirleticilerdir. Başlıcaları: kadmiyum, kurşun, civa ve arseniktir.

Kadmiyumun endüstriyel pek çok kullanımı vardır: Batarya yapımında kilit rol oynar, ayrıca kadmiyum pigmentler boya yapımında ve kaplamalarda kullanılır [1]. Kadmiyum çevre için çok zararlıdır. İnsanlar; fosil yakıtlar, fosfat gübreleri, doğal kaynaklar, demir ve çelik üretimi, çimento üretimi, demir dışında diğer metallerin üretimi, evsel katı atık yakma faaliyetleri sonucu kadmiyuma maruz kalabilirler. Bununla birlikte kontamine olmuş gıda ve su ile  çok sayıda insanın zehirlendiği örnekler mevcuttur. II. Dünya Savaşı sırasında Japonya’da madencilik faaliyetleri sonucu Jinzu Nehri kadmiyum ve diğer toksik metallerce kirlenmiştir. Bunun sonucunda nehir boyunca bulunan pirinç tarlalarındaki pirinçlerde kadmiyum birikimi meydana gelmiştir. Kontamine pirinçleri tüketenlerde itai-itai hastalığı (itai-itai hastalığı kadmiyum zehirlenmesine bağlı olduğu saptanan ilk hastalıktır. Diğer ismi Ouchi hastalığıdır ve kemik yada eklem ağrıları nedeniyle hastaların iniltilerine benzetilerek bu hastalığa İtai itai ismi verilmiştir.) ve proteinüri ve glikozüri gibi böbrek anabolileri görülmüştür [2]. Kadmiyum kırmızı kan hücrelerine, böbrek ve testis dokularına zarar verir. Kadmiyum suya endüstriyel kirletici kaynaklardan karışır. Sudaki kadmiyum atomik absorpsiyon spektrofotometresi (US EPA Method 213.2 ) ve ICP cihazlarıyla analiz edilebilir.

Kurşun da son derece toksik bir ağır metaldir. Kurşun sanayi kaynaklı, yakıtlardaki kurşun ve su tesisatında kullanılan malzeden içme sularına karışabilir. Dünya çapında üretilen kurşunun yarıdan fazlası  arabalarda kullanılan akülerin yapımında kullanılmaktadır. Kurşunun yaygın kullanımı kademeli olarak azaltılsa da elektronikte lehim yapımında kullanılmaktadır. Ayrıca otomobil yakıtlarına katkı maddesi olarak kullanımı da vardır. Otomobil yakıtlarında katkı maddesi olarak kullanımının etki; yol kenarlarındaki bitkilerin üzerinde kurşun kalıntısı olması şeklinde kendini gösterir. Bu bitkileri tüketen canlılarda kurşun birikimi gözlenebilir. Benzer şekil de kurşundan yüzeysel ve yeraltı suları da etkilenmektedir. İçme suyundaki kurşun çeşitli sağlık problemlerine yol açar. Bebekler ve çocuklarda bedensel ve zihinsel gelişimin yavaşlamasına, dikkat zayıflığı ve öğrenme güçlüğüne neden olabilir. Yetişkinlerde tansiyon ve yüksek tansiyona bağlı böbrek hasarlarına neden olabilir [3]. Sudaki kurşun atomik absorpsiyon spektrofotometresi (US EPA Method 239.1) ve ICP-MS (US EPA Method 200.7) cihazlarıyla ve elektrokimyasal metotla analiz edilebilir.

Civa hava, su ve toprakta bulunan doğal bir elementtir. Elementel veya metalik civa, inorganik civa bileşikleri ve organik civa bileşikleri gibi değişik formları vardır. Elementel veya metalik civa gümüş beyazı bir metaltir ve oda sıcaklığında sıvıdır. Isıtıldığında renksiz, kokusuz bir gaz haline gelir [4]. Civa öncelikle elektrik ve elektronik uygulamalarda kullanılan kimyasal maddelerin üretilmesinde kullanılır. Ayrıca yüksek sıcaklıkları ölçmek için kullanılan termometrelerin yapımında kullanılır. Toksik etkisi nedeniyle kullanımı azaltsa da florasan lambalarda gaz civa kullanımı artmaktadır [5]. Civa ve bir çok bileşiği son derece zehirlidir. Dökülmeleri halinde özel temizleme prosedürlerinin uygulanması gerekmektedir. Civa zehirlenmesinde en trajik olay 1953-1960 yılları arasında Japonyanın Minamata Körfezinde meydana gelmiştir. Kimya tesislerinin drenaj suları ile körfez kirlenmiş bu kirliklikten öncelikle deniz canlıları ve insanlar zarar görmüştür. Bu dönemde 111 civa zehirlenmesi vakası bildirilmiştir. Bunların 43’ü ölümle sonuçlandı. Bu bölgedeki deniz ürünlerini tüketen 19 annenin bebeğinde çeşitli anamoliler meydana gelmiştir [6]. Balık ve kabuklu deniz canlılarının vücudunda son derece zehirli olan metil civa birikir. Civa ve metil civa yağda çözündüğü için iç organlarda ve kaslarda birikir [7]. Civa birikimi olmuş balık daha büyük balıklar tarafından yendiğinde (ton balığı, balina, bazı köpek balığı türleri...) bunlardaki birikim 10 kat daha fazla olur. Bu nedenle suda civa analizi son derece önemlidir. Sudaki civa soğuk buhar atomik florasans spektrofotometre (US EPA Method 245.7) ile analizedilebilir. Toplam civanın ölçümünde kullanılan geleneksek yöntemler; absorbsiyon spektrometresi(dithizone kolorimetre), nötron aktivasyon analizi ve soğuk buhar atomik absorpsiyon spektrofotometresinden oluşmaktadır. Absospsiyon spektrometresinde, dithizone metal iyonlarıyla renkli bir komplex oluşturur. Bu renk civa konstrasyonuna bağlı olarak değişmektedir [8].

Arsenik kokusuz ve tatsız, yarı-metal bir elementtir. İçme sularına arsenik; doğal kaynaklardan ve  endüstriyel faaliyetlerden karışır. Ayrıca tarımsal faaliyetlerde kullanılan böcek, bakteri ve mantar öldürücü ilaçları ile mobilya boyalarında kullanılan arsenik bileşiklerinden kaynaklı kirlenmeler mevcuttur. Metalik arsenik özellikle kurşun ve bakırla alaşımlarda kullanılır. Araba akülerinde kullanılan kurşun yüzde bir kaç arsenik ilave edilerek güçlendirilmektedir. Galyum arsenit entegre devrelerde kullanılan en önemli yarı iletkendir. GaAs’den yapılmış devreler silikondan yapılmışlardan daha hızlıdır [9]. Yeraltı sularının arsenikle kirlenmesi dünya çapında milyonlarca insanı etkilemektedir. 2007 yılında yapılan bir çalışmaya göre dünya çapında 70’den fazla ülkede 137 milyondan fazla insan içme suyundaki arsenikten etkilenmiştir [10]. Arsenik ve bileşiklerinin zehirleyici etkisi vardır. Arsenikle kirlenmiş su tüketenlerde deri, mesane ve kardiovasküler hastalıklar görülebilir. Sudaki arsenik ICP-AES (US EPA Method 200.7), ICP-MS (US EPA Method 200.8) ve atomik absorbsiyon (US EPA Method 7060A) ile analiz edilebilir.

Dr.Kimyager Hasan ÖZ
 hasanmail@hotmail.com

Kaynaklar
[1] Kadmiyum, Wikipedia, http://en.wikipedia.org/wiki/Cadmium, Erişim Tarihi: 13.03.2012
[2] Nogawa, Koji; Kobayashi, E; Okubo, Y; Suwazono,  Environmental cadmium exposure, adverse effects, and preventative measures in Japan, Biometals 17 (5): 581–587, 2004.
[3] İçme Suyunda Kurşun: http://water.epa.gov/drink/info/lead/index.cfm, Erişim Tarihi: 13.03.2012
[4] Civa, http://www.epa.gov/mercury/about.htm, Erişim Tarihi: 13.03.2012
[5] Civa, http://en.wikipedia.org/wiki/Mercury_(element), Erişim Tarihi: 13.03.2012
[6] Green Chemistry, Stanley E. Manahan, ChemChar Rearch, Inc., 2005, Chapter 7. Water, the Ultimate Green Solvent: Its Uses and Environmental Chemistry.
[7] Cocoros, G.; Cahn, P. H.; Siler, W., Mercury concentrations in fish, plankton and water from three Western Atlantic estuaries,  Journal of Fish Biology 5 (6): 641–647, 1973.
[8]Mercury Analysis Manual, Ministry of the Environment Japan, http://www.nimd.go.jp/kenkyu/docs/march_mercury_analysis_manual(e).pdf, Accessed on: 13.03.2012
[9] Sabina C. Grund, Kunibert Hanusch, Hans Uwe Wolf, Arsenic and Arsenic Compounds, Ullmann's Encyclopedia of Industrial Chemistry, Weinheim: Wiley-VCH, 2005.
[10] Smedley PL, Kinniburgh DG, A review of the source, behaviour and distribution of arsenic in natural waters, Applied Geochemistry 17 (5): 517–568, 2002.


Devamını Oku »

28 Ocak 2013 Pazartesi

Oyuncak Hikayesi


‘Oyuncak Hikayesi’ animasyon filmini izlemişsiniz. Oyuncakların da bir dünyası var ve her çocuk bu dünya yaşar. Bir çok hikaye gibi oyuncak hikayesi de hep mutlu sonla biter. Gerçek hayatta da oyuncak hikayesi mutlu sonla mı bitiyor? Oyuncak sektörü en çok çeşitlilik arz eden ve en hızlı değişim gösteren sektörlerden biridir. Alış veriş merkezlerinin en dikkat çekici reyonları çocuklar için oyuncak reyonlarıdır. Güzel, sevimli yüzleriyle, dikkat çekici boya ve ambalajlarıyla oyuncaklar çocukların hayal dünyalarını süsler. Günümüzde çocuklu evlerde neredeyse bir oyuncak odası oluşmuş durumdadır. Peki bu sevimli ve neşeli dakikaların geçirildiği bu oyuncak odaları tamamen güvenli mi? Oyuncaklar genellikle fiziksel, mekanik, yanıcı ve kimyasal riskler taşıyabilmektedir. Oyuncaklardaki psikolojik, fiziksel ve mekanik tehlikelerin yanında kimyasal tehlikelerde son derece önemli ve dikkat edilmesi gereken tehlikelerdir.
Oyuncakların yapısında bulunan kimyasallar ağız yoluyla solunumla, yutma veya deriye temasla vücuda alınıp, zamanla birikerek; ilerleyen yaşlarda nörolojik ve kanserojenik etki yaratabilmektedir.
Rengarenk oyuncaklar bu özellikleriyle albeni oluştururlar. Fakat bu boyaların güvenli olup olmadığı son derece önemlidir. Buradaki risk; boyalarda kullanan kurşun ve kadmiyum gibi ağır metallerdir. Kurşun ve kadmiyum çocuklarda gelişimsel problemlere yol açan nörotoksik metallerdir. Boyalar açısından bir diğer risk de azo boyalardır. Tekstil ve deri içeren oyuncaklarda da azo boyaların bulunma ihtimali vardır. Azo boyalar azo grubu (-N=N-) içeren sentetik boyalardır. Azo boyalar denince çok geniş bir ürün grubu kastedilmektedir. Bu boyalar gıdadan tekstile pek çok üründe kullanılmaktadır. Azo boyalar tek başına sağlıksız değildir. Fakat vücutta bileşenlerine ayrılarak; oluşacak aromatik aminlerden bazıları DNA’ya bağlanarak; zararlı olabilmektedir. Bu özellik dikkate alınarak; azo boyaların tehlikeli olanları belirlenmiştir. Tehlikeli azo boyalar içeren oyuncaklarla çocukların teması halinde, deri ve solunum yoluyla vücuda alınmasıyla bağırsaklardan emilerek; kanserojen etki yapan maddelere dönüşmektedir.

Oyuncaklardaki tehlikenin bir diğer adı da; ftalatlardır. Ftalik asidin monohidrik alkoller ile yaptığı diesterlere ftalatlar denilmektedir.  Genellikle plastiklerin esnekliğini arttırmak için kullanılmaktadırlar. Ftalatlar; vinil ve plastik kaplarda, oyuncaklarda, emziklerde, biberonlarda, gıda ambalajlarında, ev eşyalarında, sabun, losyon gibi birçok vücut bakım ürününde kullanılmaktadır. Yumuşak plastikten yapılmış, oyuncaklar, oyuncak bebeklerin yüzleri, elleri, ayakları ftalat içerebilmektedir. En çok bilinen ftalat DEHP [di(2etilheksil)] ftalat’ın insanlarda kansere neden olduğu IARC  (Internatıonal Agency For Research on Cancer–Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı) tarafından kabul edilmiştir. Bazı ftalat türlerinin karaciğer ve böbrek üzerinde etkili olduğu bildirilmektedir.

Tehlikeli maddelerden bir diğeri de bisfenol A maddesidir. BPA olarak kısaltılan bu madde gıda ambalajlarını (konserve, kutu meyve suyu, süt) astarlayan kimyasalın adıdır. Aynı zamanda polikarbon plastiğin önemli bir yapı taşıdır. Bisfenol-A; günümüzde özellikle plastik, naylon, polyester ve PVC gibi maddelerin üretilmesinde etkin rol oynayan bir plastik hammaddesidir. PVC’den üretilmiş oyuncaklarda bu maddenin bulunma ihtimali yüksektir. Epidemiyolojik çalışmalar bu maddenin diyabet ve kardiovasküler rahatsızlıklara yol açabileceğini, hayvan deneyleri ise gelişimsel, nörolojik etkileri ve üremeye karşı toksik etkisini ortaya koymaktadır.

Sert plastikli ürünlerde, köpük dolgulu oyuncaklar ile yumuşak kauçuk oyuncaklarda bromlu alev geciktiriciler (BFRs) kullanılabilmektedir. Bunlar plastik, tekstil ve elektroniklerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ürünün alevlenmesini geciktirmektedir.  Bu madde normal gelişme için gereken hormonal fonksiyonları önemli derecede etkilemektedir. ABD ve İsveç’te anne sütünde yapılan araştırmalarda anne sütünde çok fazla miktarda BFRs’ye rastlanmıştır. Bu yolla bebeklerde birikime rastlanmıştır. Aynı zamanda oyuncaklarla da bu birikimi artırabilmektedir. Bu maddelerin kanserojen olduğu yönünde yayınlar mevcuttur.

Yasal Düzenlemeler
Ülkemizde oyuncaklarla ilgili yönetmelik Sağlık Bakanlığı tarafından 2002 yılında ‘Oyuncaklar Hakkında Yönetmelik’ adıyla çıkarılmıştır. Bu yönetmelik çerçevesinde Sağlık Bakanlığı oyuncak denetimini gerçekleştirmektedir. Bu yönetmeliğe göre; oyuncaklarda maksimum 0,2 mikrogram antimon, 0,1 mikrogram arsenik, 25,0 mikrogram baryum, 0,6 mikrogram kadmiyum, 0,3 mikrogram krom, 0,7 mikrogram kurşun, 0,5 mikrogram civa, 5,0 mikrogram selenyum bulunabilir. Aynı yönetmeliğe göre; oyuncaklar, onları kullanan çocukların sağlığına zarar verebilecek olan ve Tehlikeli Kimyasallar Yönetmeliğinde belirtilen tehlikeli maddeleri içermemelidir. Yine Sağlık Bakanlığı tarafından 2005 yılında ‘Oyuncak ve Çocuk Bakım Eşyalarındaki Ftlatlar Hakkında Tebliğ’ çıkartılarak; oyuncaklarda kullanılabilecek ftalatlar ilgili düzenleme yapılmıştır. Oyuncak analizleri Türkiye Halk Sağlığı Kurumu bünyesindeki Refik Saydam Hıfzıssıhha Oyuncak Laboratuarı, TSE bünyesindeki laboratuarlar ile bazı özel laboratuarlarda yapılmaktadır. Ayrıca 2011 yılında Ekonomi Bakanlığı tarafından ‘Oyuncakların İthalat Denetimi Tebliği’ yayınlanmıştır. Bu çerçevede ithal ürünlerin denetimi gerçekleştirilmektedir. 

Çocuklarımızı bu tehlikelerden nasıl koruyabiliriz?
-Mutlaka üretici firmasına güvendiğiniz oyuncakları alınız.
-Oyuncak ambalajların CE işareti ve güvenlik uyarılarının olmasına mutlaka dikkat ediniz. Ayrıca ambalajda üretim yeri, seri no ve hangi yaş gurubuna hitap ettiği mutlaka yer almalıdır.
-Oyuncaklardaki boyalara özellikle dikkat ediniz. Oyuncakların zehirsiz boya malzemeleri ile boyanmış olanlarını tercih ediniz. Eğer elle dokunabileceğiniz bir şekilde ise (ambalajlanmamışsa) elinizle hafif kuvvet uygulayarak; elinizi sürtün. Elinize boya lekesi çıkıyorsa o ürünü tercih etmeyiniz. Mümkünse aşırı renkli ürünleri tercih etmeyiniz.
- Kötü kokan yumuşak plastikten yapılmış oyuncaklar almayınız.
-Çocuklarınıza şaka oyuncakları da denen ve kimyasal maddeler içeren oyuncakları aldırmayınız.
-5 yaşından küçük çocuklar için boyanmış, spreylenmiş ve cilalanmış olan tüm oyuncaklarda kullanılan boyaların içindeki kurşun oranı % 1 'i geçmediği ya da zehirli olmadıkları, oyuncak üzerinde belirtilmelidir. Bu yaş grubu için özelliği taşımayan ürünleri tercih etmeyiniz.
- Pilli oyuncaklarda pilin koyulduğu yerin vidalı, emniyetli olmasına dikkat ediniz. İçeriği akacak pili kullanmayınız.
-Mümkünse boyanmamış, ahşap ve organik oyuncakları tercih ediniz.
-Eğer satın aldığınız ürünle ilgili şüphe veya şikayetiniz varsa; 184 SABİM hattını arayarak, şikayetiniz Sağlık Bakanlığı’na bildiriniz. Sağlık Bakanlığı şikayet konusu ürünle ilgili inceleme ve denetimleri yaparak, önlem alacaktır.

Dr. Kimyager Hasan ÖZ
hasanmail@hotmail.com


Devamını Oku »